6 Şubat sabahı, Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilde yıkıma neden olan iki büyük depremin yıldönümünde, Abdullah Keskin acı dolu bir sabahla güne başladı. Eşi, kızı ve engelli oğlunu kaybeden Keskin'in hikayesi, asrın felaketinin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Yıkımın Ardından: Kayıplar ve Acılar
Deprem, Abdullah Keskin için yalnızca maddi yıkımlar değil, aynı zamanda tarifsiz acılar da getirdi. Eşi ve kızını deprem sırasında kaybeden Keskin, engelli oğlunu da depremden 10 ay sonra çoklu organ yetmezliği nedeniyle yitirdi. Felaketin üzerinden geçen bir yıl boyunca Keskin'in acıları hafiflemedi; aksine, zamanla daha da derinleşti.
Depremin İlk Dakikaları: Hayatta Kalma Mücadelesi
Deprem gecesi, Keskin ailesi için normal bir sahur vaktiyken, kısa süre sonra hayatta kalma mücadelesine dönüştü. Abdullah Keskin, eşi, kızı ve engelli oğlu ile birlikte enkaz altında kaldı. O anlarda eşi ile son konuşmaları, yaşam mücadelesinin simgesi haline geldi.
Enkazdan Kurtuluş ve Kayıplar
Depremin beşinci günü, Keskin ailesi için bir dönüm noktası oldu. Abdullah Keskin ve engelli oğlu, enkazdan sağ olarak kurtarılırken, eşi ve kızının cansız bedenleri çıkarıldı. Keskin'in kızı, doğum gününde enkaz altından çıkarıldı, bu trajik tesadüf, yaşanan felaketin boyutlarını bir kez daha gösterdi.
Bir Yıl Sonra Dahi Devam Eden Acı
Depremden bir yıl sonra bile, Abdullah Keskin'in acıları ilk günkü gibi taze. Engelli oğlunun kaybı, onun için depremin acılarını iki katına çıkardı. Oğlunun sağlık sorunlarının yanı sıra, yaşadığı travma ve kayıpların etkisiyle hayata veda etmesi, Keskin ailesinin yaşadığı trajedinin boyutlarını gözler önüne serdi.
Acının Dilinden Anlatılanlar
Keskin, depremin ardından geçen bir yılın hüzün ve acılarla dolu olduğunu anlatıyor. Ailesinin kaybı, onun için zamana meydan okuyan bir acıya dönüştü. Depremin yaraları, zamanla sarılsa da Keskin ailesi için bu yaralar her daim kanamaya devam edecek.
Bu hikaye, bir yandan doğal afetlerin yıkıcı etkilerine, diğer yandan insan ruhunun yaşadığı trajediler karşısında gösterdiği dirence ışık tutuyor. Abdullah Keskin'in hikayesi, deprem felaketinin sadece rakamlardan ibaret olmadığını, her rakamın ardında yıkılan hayatlar ve sönen umutlar olduğunu hatırlatıyor.İHA