Çeşitli ağrı tipleri ile seyrederek, farklı hastalıkları taklit eder
Kuyruk sokumu kemiği ve leğen kemiği arasında bulunan ekleme, sakroiliak eklem denildiğini belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Ünal, “Kalça bölgesinin sağ ve sol kısımlarında olmak üzere her insanda iki adet bulunur. Bu eklemler ile ilgili rahatsızlıklara bukalemun hastalığı denilir. Bukalemun hastalığı denilmesinin sebebi, çok çeşitli ağrı tipleri ile seyrederek, farklı hastalıkları taklit etmesidir.” dedi.
Görevi üst beden yükünü, alt bedene ve bacaklara eşit şekilde dağıtmak olan bu eklemin yaşın ilerlemesi bile beraber doğal olarak yıprandığını ve aşındığını ifade eden Ünal fazla kilo, travma, ağır yük kaldırma, romatizma, enfeksiyon, gebelik ve skolyoz gibi bazı durumların bu eklemin ağrısına sebep olabileceğine dikkat çekti.
İsmi az duyulsa da, aslında sık görülen bir hastalık
İnsanların yüzde 85’inin hayatlarının bir döneminde bel ve kalça ağrılarıyla karşılaştığını belirten Ünal, “Bu ağrıların yüzde 25’inin sebebi ise sakroiliak eklem yani bukalemun hastalığıdır. Anlaşılacağı üzere, birçok insan tarafından ismi az duyulsa da, aslında sık görülen bir hastalık. Özellikle romatizma hastalarının yaşadığı bel ağrılarında öncelikle araştırılması gerekir. Az duyulmasının sebebi, çeşitli ağrı tipleri ile baş gösterdiği için, teşhis konulması zor bir hastalıktır.” diye konuştu.
Bel fıtığı gibi, kalça ve bacakta ağrı yapabilir
Bukalemun hastalığının bel fıtığı ile en sık karışan hastalıklardan biri olduğunu dile getiren Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre Ünal, “Aynı bel fıtığı gibi, kalça ve bacakta ağrı yapabilir. Hatta sakroiliak eklem ağrısı olan ama eş zamanlı MR tetkikinde bel fıtığı görüldüğü için, bel fıtığı ameliyatı olan insan sayısı hiç te az değil. ‘Bel ameliyatı oldum, hiç fayda görmedim.’ diyen hastalarda, mutlaka sakroiliak eklem bölgesi sorgulanmalı.” dedi.
Bu hastalığın teşhisinde en önemli kısmın hastanın şikayetleri olduğunu sözlerine ekleyen Ünal, “Hem hastanın şikayetlerini doğru anlatması, hem de bu konuda tecrübeli bir hekimin dikkatlice hastayı dinlemesi çok önemli. Yeteri kadar muayene zamanı ayrılması gerekir. Bu aşama geçildikten sonra, eğer hekim sakroiliak eklem hastalığı düşünüyorsa, sakroiliak ekleme yönelik ilaçlı bir MR tetkiki gerekir.” açıklamasını yaptı.
En önemli tedavi, hastalık oluşmadan önce önlemek
Hastalık oluşmadan önce önlemenin en önemli tedavi olduğuna vurgu yapan Ünal, “Hastalığı önlemek için fazla kilo alımından uzak durulmalı ve düzenli egzersiz yapılmalı. Tabii ağır sporlar, bu eklem üzerinde oluşan yükü arttıracağı için, eklemin yıpranma ihtimalini arttırır ve ağrı oluşuma sebebiyet verebilir. Bu konuya dikkat edilmesi gerekir. Hastalık oluştuktan ve doğru teşhis konulduktan sonra bu bölgeye yapılacak kök hücre tedavisi ve radyofrekans gibi yöntemlerle hem ağrı kontrol altına alınır hem de dokuların kendilerini yenileyerek hastalığın tekrar etme ihtimali düşürülür. Bu tedavilere ek olarak fizik tedavi ve rehabilitasyonun da faydalı olduğu görülüyor.” dedi.