Terör Saldırısının Yıl Dönümünde Duygusal Anlar
Diyarbakır, 3 Ocak 2008'de yaşanan büyük bir trajediyi tekrar hatırladı. 17 yıl önce, terör örgütü PKK tarafından düzenlenen bir bombalı saldırıda, 6’sı öğrenci 7 kişi hayatını kaybetmişti. Bu acı olay, bölgedeki halk ve yakınları için hala taze bir yara. 17 yıl sonra bile bu saldırının acısı hala nasıl hissediliyor ve bu çocukların anısını yaşatmak için ne gibi adımlar atılıyor?
Şehitlerin Anısına Karanfil Bırakıldı
Saldırıda hayatını kaybeden 6 öğrenci ve veli Cengiz Kaya'nın anısına düzenlenen tören, Diyarbakır'ın Yenişehir ilçesinde gerçekleştirildi. Şehitlerin fotoğraflarının bulunduğu masaya karanfiller bırakıldı ve duygu dolu anlar yaşandı. Törende, şehitler için dualar okunurken, katılımcılar bu acı günü unutmayacaklarını bir kez daha dile getirdi. Şehitlerin anısına bu tören düzenlenmişken, bu trajediyi unutmamak için neler yapılabilir? Şehitlerin anısı nasıl daha etkin bir şekilde yaşatılabilir?
Vali Zorluoğlu’ndan Anıt Çağrısı
Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, törende yaptığı konuşmada, yaşanan vahşetin acılarının hala taze olduğunu belirtti. Zorluoğlu, "Kendilerine Allah’tan sabır diliyorum. Burada böyle vahim bir hadise cereyan etti. Bu alanda bu çocuklarımızın katledilişini simgeleyen, onları her zaman hatırlayabileceğimiz bir anıta ihtiyaç olduğu kanaatindeyim" diyerek, anıt yapılması için çalışma başlatacaklarını açıkladı. Peki, bu tür bir anıt bu trajediyi simgelemek için yeterli olacak mı? Katliamın acısını sürekli hissettirecek bir yerin yapılması, şehitlerin hatırlanması açısından ne kadar önemli?
Oya Eronat’ın Duygusal Konuşması
Eski AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, oğlu Eren Şahin Eronat’ı kaybettiği günden bu yana geçen 17 yılın acısını hala derinden hissettiğini belirtti. Oya Eronat, o gün yaşanan patlamada 80 kilogramlık bombanın 6 çocuğun ve 1 babanın hayatını sonlandırdığını vurguladı. Eronat, bu tür katliamlara karşı duyduğu öfkeyi ve acıyı şu sözlerle ifade etti: "Ne diyordu Aybüke öğretmen, ‘Beni öldüren de yoktur din, iman.’ Tıpkı Aybüke öğretmen gibi Necmettin öğretmenimizi de Munzur Çayı’na atan emperyalist güçlerin uşağı bu cinayet şebekesinde de din, iman, vicdan, merhamet, sevgi gibi hiçbir onurlu vasfın bulunmadığını yıllardır yaptıkları katliamlardan biliyor ve izliyoruz." Peki, bu acı verici anılarla nasıl başa çıkılabilir? Bu tür trajedilerde halkın yaşadığı acıyı ve öfkeyi anlayışla karşılamak ne kadar önemli?İHA