Gaziantep Savunması: Kahramanlık, Fedakarlık ve Cesaretin Destanı
Güneydoğu Anadolu Halı İhracatçıları Birliği Başkanı Zeynal Abidin Kaplan, 25 Aralık’ta Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıldönümüne özel olarak yayımladığı mesajında, Gaziantep Savunması’nı “milletimizin kahramanlık, fedakarlık ve cesaretinin ölümsüzleştiği büyük bir destan” olarak nitelendirdi. Kaplan, Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun sadece bir şehir savunması olmadığını, aynı zamanda milletin bağımsızlık ve hürriyet için verdiği onurlu bir mücadele olduğunu vurguladı. Gaziantep’in bu tarihi savunmasının ardında yatan kahramanlık ve fedakarlığın tam olarak ne anlama geldiğini hepimiz ne kadar biliyoruz?
Ataların Kahramanlık Destanı ve Gelecek Nesillere Aktarılacak Miras
Zeynal Abidin Kaplan, mesajında şunları ifade etti: "Birinci Dünya Savaşı sonrası aziz vatanımızı işgal ederek bağımsızlığımızı ve hürriyetimizi elimizden almak isteyen düşman kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele veren atalarımızın yazdığı bu destan bizler için en büyük gurur kaynağıdır." Kaplan, o dönemde savaşarak vatanlarını savunan ataların verdiği mücadelenin sadece bugünün değil, yarının nesilleri için de örnek teşkil etmesi gerektiğini belirtti. Peki, bu kahramanlık ruhunu nasıl yaşatabiliriz? Gelecek nesillere bu değerleri aktarmanın yolu nedir?
Antep Savunması: Efsanevi Bir Direniş
Kaplan, mesajında 103 yıl önceki Antep Savunması’na dair çok önemli bir tespitte bulundu: “Antep Savunması, sıradan bir şehir savunması olmayıp, hiçbir yerden destek almadan nüfusunun dörtte birini şehit, geri kalanının da gazi olduğu düşmanın bile saygı ile önünde eğildiği bir kahramanlık destanıdır.” Kaplan, bu kahramanlık destanının sadece geçmişte değil, her zaman örnek alınması gereken bir tarih olduğunu ve bu ruhun geleceğe taşınması gerektiğini belirtti. Düşmanın bile saygıyla andığı bu büyük savunmayı bugün hala nasıl anıyor ve ona nasıl sahip çıkıyoruz?
Birlik ve Beraberlik: Günümüzdeki Sorumluluklarımız
Kaplan, günümüzde birlik ve beraberliği güçlendirmek gerektiğini vurgulayarak, "Bizler günümüzde bu aziz topraklarda huzur ve güven içinde yaşamayı, vatan için canlarını seve seve veren şehitlerimize, gazilerimize borçluyuz. Onlara ne kadar saygı, minnet ve şükran duysak azdır," dedi. Bugün hala vatan için can verenlerin mirasına nasıl sahip çıkıyoruz? Bu topraklarda barış ve güven içinde yaşamanın bedelinin farkında mıyız?
Gelecek Nesillere Güçlü Bir Miras Bırakmak
Kaplan, son olarak, “Atalarımıza layık olmak için bizler bir taraftan her türlü tehlikeye karşı kardeşliğimizi, birlik ve beraberliğimizi güçlendirmeli, diğer taraftan da ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için yorulmadan, bıkmadan çalışmalıyız” diyerek, milli mücadele ruhunun yalnızca geçmişte kalmaması gerektiğini, her dönemde yaşatılması ve geleceğe taşınması gereken bir miras olduğunu belirtti. Peki, bu yüksek idealleri gerçekleştirebilmek için bugün hangi adımları atmalıyız?.İHA