Göç Yolu: Zorlu Bir Yolculuk
Batman’ın Gercüş ilçesinden yola çıkan göçerler, her yıl olduğu gibi bu kez de Mardin’in Nusaybin ilçesindeki yaylalara doğru yola çıktılar. Bu yolculuk, onlar için sadece coğrafi bir hareketlilikten ibaret değil; aynı zamanda hayatlarının üç ayında yolda geçen bir mücadele haline geliyor. Havaların soğumasıyla birlikte, özellikle Van ve Bitlis gibi illerden gelen besiciler, Gercüş üzerinden Nusaybin’e ulaşmaya çalışıyorlar. 15 gün süren bu zorlu yolculukta onları bekleyen engeller ve tehlikeler ise, sadece mesafe ile sınırlı değil.
Dağlar, Arazi ve Karayolları: Birçok Zorlukla Karşılaşıyorlar
Göçerler, bazen dağlık alanlarda, bazen de karayollarında ilerleyerek, çok farklı zorluklarla karşılaşıyorlar. Karayolunda ilerlerken sürücülerle yaşadıkları zorluklar, dağlık alanlarda ise uçurum kenarlarında gitmek, oldukça tehlikeli bir hal alabiliyor. Göçerlerin her adımı, bir diğerine göre daha tehlikeli ve zorlayıcı olabiliyor. Fakat bu yolculuk, sadece doğanın ve kara yollarının sunduğu zorluklardan ibaret değil. Besiciler, aynı zamanda geçtikleri yerleşim alanlarında da bazen hoş karşılanmıyorlar.
Susuzluk ve Yolların Zorlukları: “Göçerlik Zor Bir İş”
Bu zorlu yolculukta, göçerlerin en büyük sıkıntılarından biri ise suya ulaşmak. Göçerler, koyunlarıyla birlikte yola çıktıklarında susuz kalabiliyorlar. Bu da, hem hayvanlar hem de insanlar için büyük bir zorluk oluşturuyor. Göçerlerden Şahin Alpa Kütle, bu zorlukları şöyle ifade ediyor: "Bazen 1 ay, bazen 3 ay yolda kalıyoruz. Göçerlik zor bir iş. Yolda kaldığımızda şoförler tarlalardan geçerken bize kızıyor, koyunlarımız susuz kalıyor." Yola çıkan her bir göçer, bu sürecin ne kadar zorlayıcı olduğunu çok iyi biliyor.
Yolda Geçen Aylar: Göçerler İçin Hayatın Gerçekliği
Konargöçerlerin yolculuğu, sadece birkaç gün süren bir seyahat değil. Yılda ortalama üç ay yolda geçiren bu insanlar, bu süre zarfında çeşitli zorluklarla baş etmeye çalışıyor. Şahin Alpa Kütle, göçerlik hayatının ne kadar zahmetli olduğunu şu şekilde özetliyor: "Göçerlik, sabır ve emek gerektiren bir iş. Yolda geçirdiğimiz süre, zaman zaman aylarca sürebiliyor. Bu yolculuk, bizim hayatımızın bir parçası." Yolda geçirilen bu uzun süre, göçerlerin yaşam biçiminin ayrılmaz bir parçası haline geliyor.
Bir Göçer Olmak: Sadece Zorluklar mı?
Göçerlik mesleği, herkesin kolayca kabul edebileceği bir iş değil. Sürekli yolda olmak, doğanın ve insanın sunduğu engellerle mücadele etmek, hayvanlar ve insanlar için zorlu bir yaşam biçimi oluşturuyor. Fakat bu yaşam biçimi, aynı zamanda tarihsel bir mirasın da devamıdır. Yolda geçen her an, göçerlerin yaşam tarzının ne kadar köklü ve özverili bir iş olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak, her yıl bu zorluklarla mücadele eden göçerler, köle gibi değil, doğayla uyumlu bir hayat sürmek isteyen insanlar olarak yol alıyorlar.
Gelecek İçin Yeni Umutlar: Sorunlar Çözülecek mi?
Göçerlerin karşılaştığı tüm zorluklara rağmen, her yıl aynı yolculuğa çıkıyor olmaları, bu geleneksel yaşam biçiminin hayatta kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Peki, devlet ve yerel yönetimler bu sorunlara nasıl çözüm getirebilir? Yolların iyileştirilmesi, su kaynaklarının artırılması, bu göçerlerin yaşamını daha sürdürülebilir hale getirebilir mi? Gelecek yıllarda göçerlerin yaşamını kolaylaştıracak adımlar atılacak mı? Bu sorular, sadece bu yolculukları izleyenler için değil, toplumun her kesimi için merak konusu.
“Göçerlik zor bir iş. Yolda kaldığımızda şoförler tarlalardan geçerken bize kızıyor, koyunlarımız susuz kalıyor.” - Şahin Alpa Kütle.İHA