Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde öğretmenlik yapan Fatime Zerya Önler’in ‘Erinha’ isimli kitabı, kitapseverlerin beğenisine sunuldu.
Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Bölümü mezunu 25 yaşındaki Fatime Zerya Önler, 2017 yılında TİMAV Geleneksel Hikaye Yarışması’nda ‘Geceyi Karartan Gece’ isimli öyküsüyle mansiyon ödülü aldı.
Lise yıllarında yakınlarının yazarlar hakkındaki konuşmasından etkilenen genç kız, çeşitli çalışmaların ardından üniversiteye başladı.
Aynı yıllarda yazarlık isteğinden vazgeçmeyen Fatime Zerya Önler, üniversitedeki eğitim hayatına devam ederken ‘Erinha’yı kaleme almaya devam etti.
‘Erinha’yı ilk göz ağrısı olarak tanımlayan genç yazar Önler, “Her insanın ergenlik döneminin gizli dünyasında oluşturduğu bir hikâyesi vardır. Benimde o süreç boyunca düşündüğüm bir takım hayali düşünceler vardı. Fakat aklımda bunu kaleme almak gibi bir fikir yoktu. Taki onuncu sınıfın yaz tatilinde ablamla kuzenim, yazarlık hakkında konuşana kadar. Onlar bu konuda konuşurken neden bende yazar olmayayım diye düşündüm. O günden sonra sadece not alabilmem için ayrı bir defter tuttum. Üniversiteye başlayınca da bir öykü kitabı yazdım. Aslında amacım önce onu basmaktı fakat bundan vazgeçtim.” diye ifade ediyor.
Yazarlığın zor bir meslek olduğunu aktaran Fatime Zerya Önler, şunları kaydetti:
“Sonra konusunun nasıl aklıma düştüğünü hatırlamadığım bu kitabı yazmaya karar verdim. Hatırlamıyorum çünkü bazen o kadar çok ilham geldiği oluyor ki hepsini tek tek aklında tutman mümkün olmuyor. Erihna’yı kaleme alırken de aklımdaki hikâyesi oldukça farklıydı. Ve pekte elimde olmadan gidişat çok farklı ilerleyip bitti. Yazma süreci de çok yorucuydu. Bazen yarım sayfalık metni düzenleyebilmek günlerini hatta haftalarını alabiliyor. Her satırın içine sinmesi gerekiyor ve tahmin edersiniz ki buda oldukça zor. Kısacası Erihna, düşünce olarak ilk göz ağrım olmasada yayımlanma yönünden benim ilkim. Onu yazmış olmak, okuyucuya sunmak mutluluk verici.”
Kitapseverlere eserin içeriği hakkında bilgi veren Önler, “Elif ya da tanınan lakabıyla Erihna, kanser hastasıdır. güleç yüzü, sevgisi, yaydığı neşeyle tüm hastanenin en sevilen karakteri olur. Serçelerin ve yediden yetmişe tüm herkesin arkadaşı, dostudur. Onun bu olumlu enerjisi sayesinde bir çok hasta iyileşmeyi başarır. Komaya giren Ahmet Mirza’nın iyileşeceğine de inancı tamdır. Umudu kendisi dışında herkese yeterdir. Kendi içinde çok derin iç hesaplaşmaları ve onu bu durumdan kurtarmaya çalışan doktor Emrah’ın bulunduğu bu yapıt bir gençlik romanıdır. Kitap bizlere, görünenin ardında nice sırların olduğunu gösteriyor. Ve umut… Onun ne büyük bir nimet olduğunu kaybetmeden anlamak gerektiğini… Erihna’nın trene doğru ilerleyen bu hikâyesine sizlerde davetlisiniz.” diyor.
Kitaptan alıntılar:
“Ölümü kabullenmekle ölmek arasında reddedebileceğiniz bir farklılık yoktur.”
“Şimdi bu neyin ağlayıp sızlanışıydı böyle? Ya bu yorgun kollar arasındaki beyaz meftun, o da kimin nesiydi? Yağmur tüm şiddetiyle üzerlerine yağıyordu. Kefenden sular sızıyordu. Mezarda sular birikmişti. Acaba göl mü sanmıştı kendini?..”