Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde faaliyet gösteren Başıbüyük Uluslararası Yardım Kuruluşu, bölgedeki ihtiyaç sahibi ailelere yönelik yardımlarını genişleterek devam ettiriyor. Yardım kuruluşunun sunduğu destekler, hem bölgedeki kimsesizler hem de yoksul aileler için umut ışığı oluyor. Peki, bu yardımlar nasıl organize ediliyor ve kimlere ulaşıyor? Başıbüyük Yardım Kuruluşu, halkın desteğini nasıl kazanıyor?
Yardımın Ulaştığı Aileler: Kimler Yardım Alıyor?
Başıbüyük Yardım Kuruluşu’nun Siverek Başkanı Fedli Sağır, bölgedeki yardımları organize eden ekibin başında yer alıyor. Sağır, yardımların özellikle kimsesiz ve yoksul ailelere ulaştırıldığını belirterek, “Bölgemizde yaşayan kimsesizler, mazlumlar ve yoksul ailelere imkanlarımız ölçüsünde maddi yardımlar ulaştırmanın gururunu yaşıyoruz,” dedi. Sağır’ın bu açıklamaları, yardımların ne denli önemli ve bölge halkı için vazgeçilmez olduğunu gözler önüne seriyor.
Genel Başkanın Öncülüğünde Genişleyen Yardım Ağları
Başıbüyük Yardım Kuruluşu’nun Genel Başkanı Mahmut Başıbüyük’ün liderliğinde yürütülen yardım çalışmaları, sadece Siverek ile sınırlı kalmıyor. Kuruluş, Şanlıurfa’nın diğer ilçeleri ve hatta Diyarbakır’a kadar uzanan geniş bir yardım ağı oluşturmuş durumda. Sağır, bu yardımların nasıl organize edildiğini şu sözlerle dile getirdi: “Başıbüyük Yardım Kuruluşu olarak özellikle yöremizdeki ihtiyaç sahibi ailelere ulaşmak ve onların ihtiyaçlarını karşılamak adına elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz.”
Yerel Destek ve Katkılar: Gıda Paketleri ile Büyüyen Yardımlar
Yerel iş insanlarının desteği de bu yardımların artmasında büyük rol oynuyor. Ak Nefis Bakliyat’ın sahibi Hamir Demir’in, dağıtılmak üzere 100 paket gıda desteği vermesi bu yardımlardan sadece biri. Bu tür destekler, bölgedeki yardımların çeşitlenmesine ve daha fazla aileye ulaşılmasına yardımcı oluyor. Sağır, “Kendisine bu duyarlılığından dolayı teşekkür ediyorum,” diyerek Demir’in katkısına dikkat çekiyor.
Zengin-Fakir Dengesinin Önemi: Yardımlaşma İle Toplumsal Eşitlik
Sağır’ın açıklamalarında ayrıca dikkat çeken bir diğer unsur ise, yardımlaşmanın dinî ve toplumsal bir sorumluluk olduğuna yaptığı vurgu. Sağır, “Zengin üzerine düşeni yapsa, malının zekatını verse, fakir de bu maldan istifade etse eşitlik olur,” diyerek, zengin-fakir arasındaki dengeyi korumanın önemine işaret etti. Bu yardımlaşma kültürünün, bölgedeki dayanışma ruhunu diri tuttuğu da vurgulanıyor.
Halkın Desteği ve Yardım Etme Arzusu
Başıbüyük Yardım Kuruluşu’nun yerel halk tarafından da desteklenmesi, yardımların devamlılığını sağlıyor. Sağır, halkın duyarlılığına dikkat çekerek, “Halkımız duyarlı bir halktır, bu duyguyu önemsiyoruz. Yaşam boyunca insan zengin veya fakir olabilir; bu Allah’ın bir vergisidir,” şeklinde konuştu. Bu yardımlaşma ruhu, zenginlerin ihtiyaç sahiplerine ulaşmasına ve toplumda daha fazla eşitlik sağlanmasına olanak tanıyor. Haber Mahmut İZGÖR