Yapay zekanın hızlı gelişimi ve artan kullanımı, veri gizliliği ve güvenliği konusunda ciddi endişeler doğuruyor. Özellikle Batılı devletler ile Çin arasında bu konuda önemli gerilimler yaşanıyor. Yapay zeka teknolojilerinin sunduğu yenilikçi çözümler, beraberinde büyük miktarda veri toplama gereksinimini getiriyor. Bu verilerin işlenmesi ve saklanması sırasında oluşabilecek güvenlik açıkları, kişisel bilgilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olabilir.
Yapay Zeka ve Devletler Arası Gerilim
Yapay zeka araçlarının kullanımı, sadece bireylerin kişisel verileriyle sınırlı kalmayıp, devletler düzeyinde de büyük sorunlara yol açıyor. Batılı devletlerin, Çin'in yapay zeka teknolojileri üzerinden veri toplama ve bu verileri kullanma şekli konusunda ciddi endişeleri bulunuyor. Bu endişeler, ulusal güvenlik açısından daha büyük riskler taşıyor.
“Öte yandan devlet ve teknoloji arasındaki ilişki, kamu kurumlarının teknolojinin kullanıcısı olma rolü ile sınırlı değil. Toplumsal refah ve küresel güç dengesi üzerinde derin dönüşümler oluşturması beklenen yapay zeka, bugün dünya genelindeki yetkililer için önemli bir stratejik araç.”
Veri Güvenliği ve Mahremiyet Tehditleri
Yapay zeka teknolojileri, sağlık, eğitim, finans gibi birçok sektörde yenilikçi çözümler sunarken, aynı zamanda büyük miktarda veri toplayabiliyor. Bu verilerin işlenmesi ve saklanması sırasında oluşabilecek güvenlik açıkları, kişisel bilgilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesine neden olabilir. Kişisel verilerin ihlali, kimlik hırsızlığı, dolandırıcılık ve daha birçok soruna kapı aralayabilir.
Stratejik Araç Olarak Yapay Zeka
Pavo Group Yönetim Kurulu Başkanı Alper Özbilen, yapay zekanın devletler için önemine değinerek, kamu otoritelerinin yapay zekayla ilişkisinin ilk etapta savunma, güvenlik ve kamu hizmetleri gibi temel görev alanlarındaki sonuçlarıyla anılabildiğini belirtiyor. Özbilen, yapay zekanın dünya genelindeki yetkililer için önemli bir stratejik araç olduğunu vurguluyor.
Yapay Zeka ve Veri Erişimi
Yapay zeka araçlarının veriye ulaşma konusundaki "iştahı" diğer hiçbir teknolojide olmadığı kadar yüksek. Verilerin toplanması, saklanması, paylaşılması ve analiz edilmesi yapay zeka araçlarının faaliyetlerini sürdürebilmesinin temel koşullarını teşkil ediyor. Ancak bu süreç, önemli veri gizliliği risklerine neden oluyor.
“Veriye erişim, yapay zeka araçlarının başarısı ve rekabet edebilirliği hususlarında kritik bir rol oynamaktadır. Başka bir ifadeyle veriye eriştikçe güçlenen, güçlendikçe de veriyi anlama ve anlamlandırmada daha ileriye giden bir süreçten bahsediyoruz.”
ABD-Çin Rekabeti
ABD, Google, Microsoft, IBM, Amazon ve Meta gibi büyük teknoloji şirketlerine ev sahipliği yaparken, Çin'in de Alibaba, Baidu, Tencent ve Huawei gibi teknoloji şirketleri yapay zeka alanında büyük yatırımlar yapıyor. ABD'nin, Çin'in yapay zeka teknolojilerindeki hızlı yükselişini kontrol altına alma çabaları, bu rekabetin bir yansıması olarak görülüyor.
“Trump yönetimi altında söylemler daha sert olsa da Biden yönetimi de Çinli teknolojileri baskılamaya yönelik doğrudan ve dolaylı kısıtlama politikalarına devam ediyor.”
Özbilen, yapay zeka teknolojisinin bütün dengeleri değiştirebilecek ya da halihazırdaki dengesizliği geri dönülemez hale getirecek bir güç olduğunu vurguluyor. Yapay zekanın bugünkü önderleri, yarının şekillendiricileri olacak ve bu alandaki faaliyetler, ulusların kaderini belirleyecek.
Teknolojiyi doğru biçimde anlayamamak, stratejik hedefleri tanımlı olmayan yatırımlarda bulunmak ve teknolojiye ilişkin kendi oyun planına sahip olmamak ulusal bir risk teşkil ediyor.
Sonuç
Yapay zeka araçlarının veri gizliliği üzerindeki etkileri, sadece bireyler için değil, devletler için de büyük tehditler oluşturuyor. Bu nedenle, yapay zeka teknolojilerinin gelişimini izlemek ve veri güvenliği konusunda gerekli önlemleri almak büyük önem taşıyor.AA