?>

8. MART ÇİYE LO?

Hasan Baydilli

9 ay önce

 

8.Mart günüydü. Siverek Kanlı kuyu meydanında mevsimlik olarak kenger, yarpuz, rışvat, axbandır gibi bitkiler satan kadın ve kızları bilmeyeniniz yoktur sanırım. Tezgahta en çok satılan şu meret kengeri sevmeyen var mı acaba? Hani fakir-fukaranın et niyetin  yediği yerden bitme zerzevat. Bende bahar mevsiminin rehavetiyle Kanlı kuyu meydanına gittim. Satıcılara doğru ilerledim. Önünde duran kenger yığınını satmaya çalışan elli yaşlarında, dünyanın bütün yükü omuzundaymış gibi beli bükük, elleri ve yüzü nasırlı, gözleri çukura inmiş bir kadına yaklaştım. Sanki  yetmiş yaşında gibi duruyordu. Türkçe bilmiyordu. Biraz kenger satın alayım dedim. Tam o sırada eğitimli olduğu anlaşılan ve kucağında karanfillerle iki bayan bize  doğru yaklaştı.                                                                                                                                                                                                                            Bir karanfil, kenger satan kadına, bir karanfilde bana verip gittiler. Adını sonradan öğrendiğim kenger satan kadının ismi Emine idi. Kendi deyimi ile kısacası kendisine Emo diyorlarmış. Çilekeş Emo kadın, karanfili alınca bir giden bayanlara, bir bana baktı boş ve anlamsız gözlerle. Nereden icap etmişti bu çiçek? Cevaplamak bana düştü. Kürtçe konuştum kadınla, “Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günüdür, yani senin günündür! Bu yüzden karanfil dağıtıyorlar” Dedim. Anlamsız bir şekilde yan yan yüzüme bakarak, biraz da alaylı bir şekilde bana dönerek “8.Mart çiye lo?” diye sorunca, sustum… Ve bu anı mizansen bir hatıra olarak belleğimde kaldı.

Emo kadın nereden bilecekti 8.Martı. Dünya Kadınlar Gününü, onun tek derdi önünde bulunan yeşillikleri ve kengeri satarak evinin nafakasını temin etmekti. Belki çocuk okutuyordu, belki hastası vardı, belki de evde yan gelen pos bıyıklı kocasına çay-kahve harçlığı vermek zorunda idi. Nice Emineler, Zehralar, Salihalar, Melahatlar… Yılın sekiz ay'ı kar-kış, yağmur-çamur demeden evlerinden uzak, Çukurova da, Karadeniz de veya yurdun başka bölgesinde çok zor şartlar altında, naylondan yapılı derme çatma çadır ve barakalarda yaşam mücadelesi vererek, Emo kadınla aynı kaderi paylaşmıyorlar mı? Psikopat kocasına veya sorumsuz evladına harçlık vermek için gündelikçi çalışan kadınlarımız az mıdır? Çalıştığı halde ailesi veya kocası tarafından maaşı elinden alınan kadınlarımızın sıkıntıları bilinmiyor mu?

35 yaş babamdan küçük ve üstelik üçüncü eş ve 12 çocuk doğuran çilekeş anam… Ne anlar 8.Mart'tan. Kadınlar gününden? Hala görücü usulü ile evlenen, berdelle takas edilen, başlık parası ile satılan! Töre ve namus cinayetine kurban giden! Dayak, baskı ve gelenekler kıskacında ezilen kadının gününden bahsedilebilinir mi?

Dünyada ve ülkemizde eğitim almamış insanların büyük çoğunluğu kadınlardır. Aile içi şiddettin yüzde 87 si kadınlara karşı işleniyor, yüzde 20 si okuryazar değil, yüzde 20 si ise nikahsız yaşamaktadır. Ülkemizde kadınlar erkeklere göre yüzde 25-50 arasında daha az ücretle çalışmaktadırlar. Lise ve daha üstü eğitimli kadınların yüzde 40'ı işsiz, eğitim gören 100 kadından sadece 2 tanesi yüksek öğrenim görmektedir. Bu tablo görülen şekilde uzayıp gidiyor… 21.yüzyılda bu karamsar tablo var olduğu müddetçe, kadının hak ettiği yerde bulunmadığı sürece 8.Martlar sadece şölenden başka bir ifade taşımayacaktır. Ne 1857 de ABD'de çıkan yangını, nede Clara Zetkin'i beklemek lazım. Her kadın Clara Zetkin olmalı, Leyla Kasım olmalı, Fatma nine olmalı, Leyla Halit olmalı…

Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. O halde toplumsal barışın teminatı olan kadınlar; Her platformda gösterin kendinizi. Nazım HİKMET’ in bir şiiri ile Kadınlar Gününüzü kutluyorum                                                                                

KADIN

Kimi derki kadın

Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.

Kimi derki kadın

Yeşil bir harman yerinde

Dokuz zilli köçek oynatmak içindir.

Kimi derki hayalimdir.

Boynumda taşıdığım vebalimdir.

Kimi derdi ki hamur yoğuran.

Kimi derdi ki çocuk doğuran.

Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne hayal, ne vebal.

O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.

Yavrum, anam, karım, kız kardeşim Hayat arkadaşımdır.

                                                                                                                        Hasan Baydilli

YAZARIN DİĞER YAZILARI