?>

Ekonominin Çıkmazı

Genelde sağduyulu her insan; hem kendi ekonomisini ve hem de ülkesinin ekonomisinin iyi olmasını ister. Bu herkesin temennisidir. Bunun aksini düşünen...

Ali Lale

1 yıl önce

Genelde sağduyulu her insan; hem kendi ekonomisini ve hem de ülkesinin ekonomisinin iyi olmasını ister. Bu herkesin temennisidir. Bunun aksini düşünenler de olabilir ama bu ülke ve millet hakkında iyi düşündüğünü söylemeyiz.

 

Geçen de değişimle ilgili bir yazı yazmıştım. O yazıda konuyla ilgili bir ayet yazmıştım. Yine konumuzla ilgili olduğu için buraya tekrar ayete dikkatle bakalım. “Siz kendi durumunuzu değiştirmezseniz ben sizi değiştirmem”(Rad Süresi Ayet 11) Yüce Allah yaptıklarımızın her şeyi bilmektedir. Biz kendi yaşantımızı iyi yönde değiştirme gayretini ve çabasını gösterirsek yüce Allah’ da kullarına yardım eder ve verdiği nimetlerini artırır. Eğer biz Allah’ın verdiği nimetlere karşı nankörlük yaparsak, kul hakkını gözetmezsek, helal haram demeden kul hakkına girersek bizim durumumuzu Allah, iyiye doğru değiştirmez. Şimdi asıl konumuza gelelim. Kul hakkı yeniliyor mu? Evet. İsrafı; devlet ve millet olarak yapıyor muyuz? Yapıyoruz. Hukuk herkes için aynı şekilde işleniyor mu? Hayır. Bugün belediyeler ve bakanlıklar olsun buralarda israf var mı? Evet var. O zaman siz durumunuzu değiştirmedikçe Allah da durumunuzu değiştirmeyecektir.    

 

Bakan Şimşek Bey’in çabası, gayreti de kasırgaya karşı kürek çekmeye benzeyecektir ki böyle bir ortamda yol alması mümkün değildir. İki göz görmezse, hırsızlık oluyor mu? Oluyor. Elektrik kurumu köylünün ve kentlinin karabasanı haline gelmiş mi? Gelmiş.  Kendi başına kral mı? Evet kral. Belediyelerde herkesin altında kiralık araba var mı? Var. Belediyelerde ve Bakanlıklarda israf yoktur! Diyen bir babayiğit var mı? Yok. Kurumlarda İş ve sorumluluk had safhada diyen babayiğit var mı yok. Böyle bir gidişin sonu uçurumdur. Allah bile böyle bir millete merhamet etmez. Merhamet edilmeyene merhamet edilmez.

 

Geçen Cuma günü bir olaya bizzat şahit oldum. Valilikten randevu almak istedim. Telefon ettim en sonunda makam sekreterine ulaştım. Bir görevli çıktı, isim vermek istemiyorum. Aramızda şöyle bir telefon görüşmesi geçti. “Vali Bey’le görüşmek istiyorum. Önümüzdeki hafta için bir randevu ayarlayabilir misiniz? Hayır, telefonla olmaz bizzat gelip bilgilerinizi bize yazmanız lazım” dedi. Ben daha önce telefonla randevu almıştım. Memur hanım böyle deyince şok oldum. Konuşmamız devam etti. “ Ben yanlış mı anladım. Bilgileri vermek için oraya gelmem mi gerekiyor? Dedim. Evet, buraya gelmeniz gerekir. Peki, telefonun kolaylığından, nimetinden niye faydalanmıyoruz? Dedim. Kural öyle dedi. Bu kuralı Vali Bey’in koyduğunu tahmin etmiyorum. Ancak bu kuralın amacı iş sorumluluğundan kaçarak iş yapmamaktır. Hem de vatandaşa masraf çıkartmaktır. Benim Şanlıurfa’ya gidiş-gelişim en az 500 TL’lik masraf çıkacaktır.  Bir randevu için illa ilçeden merkeze gitmem mi gerekiyor? Telefon ile çözülebilecek bir konuyu neden vatandaşın işini yokuşa sürüklüyorlar? İşte bizim ekonomi çıkmazı buradadır. Nerede? Herkes bulunduğu makamın hakkını vermeli, bu ülkenin refahı ve kalkınması için gerekli ve zorunludur. Ülkesini ve milletine sadık ve seven herkes bunu yapmak zorundadır.

 

İsrafı en küçük birimden en kalabalık ve büyük birimlere kadar herkes bu işin şuurunda olmalıdır. Kul hakkına tecavüz edilmeyecek, haram yemeyecek ve yedirmeyecek, haramzadelere imkân sağlamayacak, tasarruf edilenleri üretime yönlendirecek her safhada denetime tabii tutulacak, bilerek yanlış yapanlara acınmayacak, ibret için gerekli ceza verilecek. Gidişat bu şekilde olursa o zaman Sn. Bakan Şimşek’in yapacağı programların bir anlamı ve önemi olacaktır. Yoksa biz durumumuzu değiştirmeden, ekonominin düzeleceği düşünen ve söyleyenler hayal âleminden çıkmış değiller ya da milletle kafa bulmaktadırlar.

 

Zam üstüne zam gelecek dar gelirleri yükün altında ezilecek, aile ve sosyal yapı bozulacak, zülüm zirve bulacak. Fakir fukarayı ezdirmekten başka bir anlamı olmayacaktır. Kendi durumumuzu değiştirmezsek bu gemi böyle yol alamayarak su alacak, su alan bir geminin sonu hayır olmayacaktır. İsrafı, yolsuzluğu, zamla kapatamayacağız. Bu krizden tek çıkar yol.Tepeden tırnağa kadar yukarıya aldığımız ayetin değişim anlayışıyla kendimizi değiştirmek zorundayız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI