?>

KURBAN İBADETİMİZ, GÖNÜLLERDE YER EDİNSİN

Mahmut Yıldızbaş

6 ay önce

“Bu, Allah'ın hidayetidir; kullarından dilediğini bununla hidayete erdirir…”

(En’âm, 6/88) 

Hafıza-i beşer nisyan ma’luldur denilmiştir. Bu sebepledir ki, insan, çeşitli sebeplerden dolayı yaratılış gayesi olan kulluk etmeyi ve yaratılışında var olan iyiliğe dayalı güzel ahlaki davranışlar sergilemeyi unutabilmekte; dolayısıyla kulluktan ve iyilikten uzaklaşabilmektedir. Hâdî (Hidayet veren, doğru yolu gösteren) olan Allah (c.c.), insanın dış ve iç nedenlerle unuttuğu veya unutturulduğu bu yüce ve ulvi gayeyi ve görevini ona hatırlatmak için çeşitli vesile ve sebepler meydana getirmektedir.

Arkadaş çevresi çok önemlidir. Kulluğunu yerine getiren ve güzel ahlak sahibi bir arkadaş, gönüllere şifa veren Kur’an-ı Kerim’i öğrenip okumak, ilim sahibi insanların yaptığı sohbetlerde bulunmak, vaaz dinlemek gibi hususlar insana kulluğu, iyiliği ve güzel ahlakı öğreten ve hatırlatan vesile ve sebeplerdendir.

Yapılan bir iyilik, verilen bir sadaka, edilen bir dua ve ihtiyaç sahibi olan bir yere gönderilen bir kurbanlık veya kurban eti, yaratılış gayesini unutmuş bir insanın doğru yolu bulmasını, erdemli ve faziletli davranışlar sergilemesine vesile olabilmektedir.

Türkiye Diyanet Vakfımız ile Diyanet İşleri Başkanlığımız işbirliğiyle 1993 yılından beri Vekâletle Kurban Kesim organizasyonu düzenlemektedir. Bu organizasyon sayesinde, Kurban Bayramı’nda ülkemizdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza yapılan yardımların yanı sıra, bayram sevincini mazlum ve mağdur coğrafyalara taşımakta, yeryüzündeki bütün kardeşlerimizi birbirine yakınlaştıran Kurban ibadeti sayesinde adını bile duymadığımız ülkelerde hiç görmediğimiz ve tanımadığımız kardeşlerimize hayırsever halkımızın yardım eli uzatılmaktadır.

Yeryüzünde iyiliğin ve insanlar arasında birlik, beraberlik ve kardeşliğin yayılmasını hedeflemiş ve bunun için tüm gönüllüleriyle çalışan Türkiye Diyanet Vakfı, ümmetin bir parçası olan, şefkat, rahmet ve kardeşlik elinin uzanmasını bekleyen mağdur ve mazlum coğrafyalara yardım elini, hayırsever vatandaşlarımızın desteğiyle uzatmaktadır.

İşte uzanan yardım elinin yeri bu defa Senegal’dir. Senegal batı Afrika’da yer alan, uzun süre batılı ülkelerin sömürgesine maruz kalmış, insanları köleleştirilmiş ve halkının çoğunluğu Müslüman olmakla beraber, tarih içinde Hristiyan misyonerleri tarafından yapılan misyonerlik faaliyetleri çerçevesinde bir kısmı Hristiyan olmuş bir ülkedir.

Türkiye Diyanet Vakfımıza, vekâletle kurban kesme organizasyonu kapsamında yapılan kurban bağışlarının bir kısmı Senegal’de bulunan ihtiyaç sahibi Müslümanlara dağıtılmak üzere oraya gönderilmişti. Kurbanlar, vatandaşlarının bir kısmı Müslüman diğer bir kısmı da ğayr-ı müslim olan bir kasabada kesilecekti. Görevliler tarafından gereken hazırlıklar yapıldı. Satın alınan kurbanlıklar, kesimhaneye getirildi ve vekâlet verenlerin isimleri tek tek okundu. Besmele çekilip kurbanlıklar tek tek dini kurallara ve sağlık şartlara dikkat edilerek kesildi. Kesim işleminden sonra daha önce tespit edilen ihtiyaç sahibi Müslüman ailelere etler dağıtılmaya başlandı.

Kasabada bulunan gayrimüslim vatandaşlar, anlamlı ve maneviyat dolu vekâletle kurban kesim ve dağıtım işlerini şaşkınlık ve hayretler içinde izliyorlardı. Bu esnada gayrimüslim olan vatandaşlardan yaşlı olan birisi TDV gönüllü görevlisinin yanına geldi ve ona “Yapılan bu işlemlerin ne olduğu, nerden geldiklerini ve niçin hayvanları kesip vatandaşlara dağıttığını” dair merak içerikli sorular sordu. TDV gönüllü görevlisi, yaşlı adama “Türkiye’den geldiklerini, bir hayır kurumu olan Türkiye Diyanet Vakfı’nda gönüllü olarak çalıştıklarını, İslamiyet’te Kurban ibadetinin olduğunu, Müslüman olan birisi bu ibadeti yaşadığı yerde yerine getirebildiği gibi ihtiyaç duyulan başka yerlerde vekâlet vermek suretiyle yerine getirebilmektedir.” dedi. 

TDV gönüllü görevlisi sözlerine şöyle devam etti: “Biz de, vakfımıza vekâlet veren Müslümanlar adına, ihtiyaç olduğundan dolayı kurbanları burada kesip dağıttık.” Soruyu soran yaşlı adam ikna edici şekilde verilen cevaplar karşısında çok şaşırdı ve gözyaşlarına boğuldu. O da, bu ruh hali içinde TDV gönüllü görevlisine şöyle dedi: “Avrupa’da veya başka bir yerde bulunan dindaşlarımızın böyle bir organizasyon gibi çalışma yapmaları, buralara gelip ihtiyaç sahiplerine hayır dağıtmaları karşıladığımız bir durum değildir.”

Yaşlı adam, sözlerine şöyle devam etti: “Ben burada yaşayan bir kabilenin ileri geleniyim. Geçen yıl geldiğinizde bu faaliyetinizi göremedim. Fakat kabileden bazıları durumu anlattılar. Çok şaşırmıştım. Bu yıl tekrar gelseler bu kurban kesim ve dağıtım faaliyetlerini izleyeceğim dedim. Bu yıl yaptığınız çalışmaları gözlemledim ve izledim. Gerçekten takdire şayan bir çalışma ve faaliyettir.” dedi ve izin isteyerek oradan ayrıldı.

Yaşlı adam, bu insani ve imani iyilik hareketinin, anlamlı davranışlarını ve faaliyetlerini değerlendirmek üzere kabilenin ihtiyar heyetiyle biraraya gelir. Kabilenin ihtiyar heyeti, “Bu kasabada yaşayan Müslümanlar’dan bir zarar görmediklerini, ihtiyaç olduğunda kendilerine yardım elini uzattıklarını ve Türkiye’den gelen Türkiye Diyanet Vakfı hayır kurumunun da sosyal hizmetler çerçevesinde ve imkânları dâhilinde buradaki insanlara yardımcı olmaya çalıştıklarını” ifade ettiler.

Uzun bir süredir manevi bir arayış içerisinde olan kabile Müslüman olmaya karar verir. Bu kararlarını TDV gönüllü görevlilerine ifade ederler. Bir ihtida merasimi düzenlenerek 600 kişilik Hıristiyan kabile Müslüman olur. Müslüman olan Senegalli bu insanların çocukları başkent Dakar’da açılan Kur’an kursunda hafızlık eğitimi almaya başladılar.

Allah için yapılan hizmetler kalplere hitap eder. Bunun neticesinde manevi ve ahlaki değişimlere sebep olur. Çeşitli yerlerde yapılan yardım faaliyetleri ihtida olaylarına vesile olur ve güzel tablolara sahne olur. İnsanların hidayetine vesile olmak, faziletli ve salih bir ameldir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmaktadır:  “Allah’a yemin ederim ki, senin sayende Allah’ın bir tek kişiye hidayet vermesi senin için, kırmızı develerin olmasından daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fezâilü'l-Ashâb 9, Meğâzî 38) Yerine getireceğimiz kurban ibadetinin Allah’a kurbiyetimizi sağlamaya ve dünyanın farklı yerlerinde bulunan mazlum ve mağdur kardeşlerimizin gönüllerine yakınlaşmaya vesile olacak olan vekâletle kurban çalışmasına gereken desteği verebiliriz.

Rabbim hayırlı işler yapmayı, insanlara faydalı olmayı ve onların hidayetine vesile olmayı bizlere nasip eylesin!

Cumamız Mübarek Olsun

     

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI