Hamd, Âlemlerin Rabbi olan Allah(c.c.)’a aittir. Salât ve selam âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa(s.a.v.)’ya, O’nun ehl-i beytine, ashabına ve O’na tabi olanların üzerine olsun.
Allah(c.c.), Kur’an-ı Kerim’de çeşitli ayetlerde zamana ve vakte yemin etmektedir. Genel olarak insanların, özel olarak da Müslümanlar’ın dikkatini zaman nimetinin değerini bilmeye çekmektedir. Vakit, tek başına Allah(c.c.)’ın bir nimeti olması açısından değerlidir. Fakat Allah(c.c.), bazı zaman dilimlerine çeşitli sebepleri atfederek önem vermektedir.
İşte Kadir Gecesi, tek başına bir zaman dilimi nimeti olması hasebiyle değerlidir. Ancak Kur’an-ı Kerim’in, yeryüzüne, kendisinde indirilmesi, meleklerin çeşitli hikmetli işler için inmesi ve bereketli olması açısından da önemli bir vakit olarak görülmektedir. Kadir gecesi, vahyin indirildiği, bin aydan daha hayırlı olan, rahmet, mağfiret ve bereketin peyderpey indiği ve yağdığı bir zaman dilimidir. Bu gece, tan yeri ağarıncaya kadar bir esenlik içinde devam eder.
Kadir gecesi, Ramazan ayının 27. gecesi olarak, genel kabul görülmüştür. Bunun yanında Hz. Peygamber(s.a.v.), Ramazan’ın son on günü gelince, tekli gecelerde Kadir gecesinin aranması ve söz konusu tekli gecelerde daha fazla ibadet ederek idrak edilmesini tavsiye etmektedir.
(Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 2)
Kadir Gecesi’nin Önemi
Ramazan ayının mübarekliği, Kadir gecesinin bu ay içerisinde yer alması ile yakından ilgilidir. Hz. Peygamber(s.a.v.): “Bu ayda öyle bir gece vardır ki, bin aydan daha hayırlıdır. Bu gecenin hayrından mahrum kalan, bin ayın hayrından mahrum kalmış gibidir.”(Nesâî, Sıyâm,5) buyurarak Kadir gecesinin önemi hakkında bize ipuçları vermektedir. Kadir gecesinin mübarekliği ise, Kur’ân-ı Kerim’in bu gecede indirilmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Nitekim Allah(c.c.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Biz onu mübarek bir gecede indirdik; biz daima uyarmaktayız.” (Duhân, 44/3)
Kur’an-ı Kerim’de Kadir gecesinin değer ve önemini belirten “Kadr Sûresi” adında bir sûre bulunmaktadır. Allah(c.c.) bu sûrede bu gecenin değer ve önemi hakkında şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz, biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Bilir misin nedir Kadir gecesi? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. O gece melekler ve ruh, rablerinin izniyle her bir iş için iner dururlar. O gece tan yeri ağarıncaya kadar esenlik doludur.”(Kadr, 97/1-5)
Kadir Gecesi’nde Yapılması Gerekenler İbadetler
Hz. Peygamber(s.a.v.) kadir gecesinin ihya edilmesinin fazileti hakkında şöyle buyurmaktadır: “İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır.”(Buhârî, Fadl-ü leyleti’l-kadr, 1). Bu sebepten dolayıdır ki, Kadir gecesinin nasıl idrak ve ihya edileceği, hangi ibadetlerin yapılarak söz konusu fazilete sahip olacağı sahabe-i kiramın merak ettiği bir konuydu. Hz. Âişe(r.a.) validemiz Kadir gecesinin nasıl ihya edilmesi merak etmiş bu konuyu Hz. Peygamber(s.a.v.)’e şöyle diyerek sormuş: “Ey Allah'ın Resulü! Kadir gecesinin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sordum. Hz. Peygamber(s.a.v.): “Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni bağışla! diye dua et” buyurdu. (Tirmizî, Deavât, 84)
Kadir gecesine özgü bir ibadet ve namaz bulunmamaktadır. Fakat bu gecenin ihya ve idrak edilmesi açısından yapılması gerekenleri şu şekilde ifade edebiliriz;
1. Kur’an-ı Kerim’i Okumak ve Anlamaya Çalışmak: Ramazan ayına değer veren husus Kadir gecesinin bu ayda olmasıdır. Kadir gecesine önem veren ise, mümin gönüllere şifa, insanlığa yol gösterici ve muttakilere rehber vasfına sahip kerim olan Kur’an’ın bu gecede inmesi ve yeryüzünü nurlandırmasıdır. Bundan dolayı, Kur’an-ı Kerim’in feyzinden, bereketinden ve rehberliğinden istifade etmemiz ve hayatımıza değer katması için Kur’an-ı Kerim’in yeryüzüne inişinin yıl dönümü olan bu gecede ona daha fazla yönelip onu okuyup anlamamız gerekir.
2. Tövbe ve İstiğfar Etmek: Mümin kul, nefsine yenilip şeytana uyup çeşitli sebeplerle hata ve günah işleyebilir. Peygamberler dışında kimse günah işlemekten beri değildir. Bundan dolayı rahmet ve mağfiretin peyderpey yağdığı mübarek Kadir gecesinde tövbeleri kabul eden, günahları bağışlayan ve sonsuz rahmet sahibi olan Allah(c.c.)’a yüzünü dönderip benliğini teslim edecek şekilde işlediği hata ve günahları için af ve mağfiret istememiz gerekir.
3. Kaza Namazlarını Kılmak: Allah(c.c.)’a hakkıyla kul olabilmek içi gayret gösteren Müslüman, çeşitli nedenlerden dolayı ibadetlerini aksatabilmektedir. Bazen sehven bazen de gaflete düşerek namaz ibadetini kazaya bırakmış olabilmektedir. Kaza namazlarının kılmasını diğer zaman dilimlerinde de kılması gerektiği gibi Kadir gecesini bir fırsat bilip farz-ı ayn olan kazaya kalmış namazlarının kazalarını kılması gerekmektedir.
4. İlim Tahsil Etmek: İlim Tahsil Etmek: İlim öğrenmek bayan olsun erkek olsun her Müslüman’a farzdır. Müslüman bir kişi, Allah(c.c.)’a kulluğunu ifa ederken bilgi ve ilme dayanarak dinini yaşamalıdır. Çükü, ilim ve bilgisiz Allah(c.c.)’a kulluk edilmez. Bu çerçevede, diğer zaman dilimlerinde ilim öğrenmesi gerektiği gibi, Kadir gecesinde de dini bilgi açısından eksik hissettiği konularda okumalar yapmak ve ilim tahsil etmemiz iyi bir davranış olacaktır.
5. Dua Etmek: Dua ibadetin özü; mümini koruyan bir kalkan ve kula değer verilme sebebidir. Bu sebeple hayatımızı daima duayla iç içe olması gerekir. Özellikle duaların daha fazla kabule şayan olan zaman dilimlerinde daha fazla dua edilmesi gerekir. Bir Müslüman’ın yukarıda zikrettiğimiz ve Kadir gecesinde yapılması gerekenler hususunu ifade eden hadis-i şerif çerçevesinde Kadir gecesi dua ederek ihya edebiliriz.
6. Nefis Muhasebesi Yapmak: İnsan, dünyada Allah(c.c.)’a kul olabilmek için yaratılmışlardır. Her gün gideceği ebedi bir hayat olan daha fazla yaklaşmaktadır. Müslüman, bu şuur ve idrak ile hayatını sürdürür. Hesabını veremeyeceği bir davranış ve tutum içinde olmaz. Her zaman söylediği sözün ve yaptığı davranışın hesabını yapar. Çünkü yaptığı en ufak bir hayrın veya şerrin karşılığını ahirette göreceğinin şuurundadır. Bu itibarla, Kadir gecesinde, geldiği güne kadar hayatını gözden geçirir ve bundan sonraki yaşamında dini açıdan daha iyi bir kul olabilmek için karar verip gayret gösterir. Bu nedenle, Kadir gecesinde, söylediğimiz sözün ve yaptığımız davranışın Allah(c.c.)’ın rızasını, sevgisini ve rahmetini kazandırıp kazandırmadığı dair bir iç muhasebe yapmamız gerekir.
Sonuç, Kadir gecesi, Allah(c.c.)’ın rahmeti, bereketi ve mağfiretinin bolca var olduğu ve Kur’an-ı Kerim’in yeryüzüne inişinin yıldönümü olan gecedir. Bu gece, faziletli ve feyizli anları kendisinde barındıran bir zaman dilimidir. Bu sebeplerle, Müslüman bir şahsiyetin, Kadir gecesini, ibadet, dua ve itaatlerle hakkıyla idrak ve ihya etmeye çalışması güzel,iyi ve salih bir amel olacaktır.
KADİR GECESİ MESAJI
Tüm vatandaşlarımızın Kadir Gecesi’ni tebrik ederim. Ayrıca, sağlık, afiyet, birlik ve beraberlik içinde ve Müslüman bir şahsiyete yakışır bir şekilde mübarek geceyi ihya ve idrak etmeyi nasip etmesini yüce Allah’tan niyaz ediyorum.
BİR DUA
“Allahım! Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin. Beni affet!”
(Tirmizî, Deavât, 84)
BİR SORU/CEVAP
SORU : Her zaman dua yapılabilir mi, özel dua yapma vakitleri var mıdır?
CEVAP : İslam dinine göre dua için mutlaka uyulması gereken özel bir zaman ve mekân tahsis edilmiş değildir. Her yerde her zaman dua edilebilir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de, “Akşama ulaştığınızda ve sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde, Allah’ı tesbîh edin (namaz kılın). Göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur.” (Rum, 30/17-18) buyurularak, ibadet ve duanın gün içine yayılmasının önemi vurgulanmıştır. Bununla birlikte Kur’an ve hadislerden anlaşıldığına göre gece seher vaktinde yapılan dualar daha makbuldür (Tirmizî, Deavât, 80). Âl-i İmrân sûresi 16-17. âyetlerde cennetlikler şöyle müjdelenir: “(Onlar) ‘Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru’ diyenler; sabredenler, doğru olanlar, huzurunda gönülden boyun büküp divan duranlar, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde (Allah’tan) bağışlanma dileyenlerdir.” Bir başka âyette de şöyle buyrulmuştur: “Onlar, geceleri az uyurlardı. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.” (Zâriyât, 51/17-18)Ramazan gecelerinde, Arafat vakfesinde, gece vakitlerinde, ezan okunduğu ve kamet getirildiği sıralarda, farz namazların sonunda yapılan duaların kabul edileceği hadis-i şeriflerde beyan edilmiştir (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 166; Tirmizî, Deavât, 80, 139; İbn Mâce, Sıyâm, 48).