CUMA SOHBETİ
“Bir baba evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakamaz.”
(Tirmizî, Birr, 33)
Rahmet ve selamet iklimiyle insanlığa yol gösteren; huzur, güven ve mutluluğun kaynağı dinimiz İslam, genel olarak insanların, özel olarak Müslümanların dünyada ve ahirette kendisine faydalı olacak hususları gösterip ihtiva eden evrensel bir dindir. Allah insanlara iman, ibadet, ihsan, güzel ahlak gibi insan fıtratına uygun olan hususları peygamberlere indirdiği vahiyle öğretti. Çünkü insan en güzel biçimde yaratılmış, bu güzel yaratılışa uygun hareket etmesi fıtrata uygun davranmasıyla olmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Kur’an ahlakını yaşantısıyla sahabe-i kirama (r.a.) göstermiştir. Allah O’nu (s.a.v.) biz Müslümanlar için en güzel örnek olarak göstermiştir. Allah’ın bizleri sevmesi, günahlarımızı affetmesi ve cennete yerleştirmesinin yolunu ancak fahr-i kâinat, habibullah Hz. Muhammed’e (s.a.v.) tabi/ittiba ve itaat etmek geçmektedir.
İki cihan serveri Hz. Peygamber (s.a.v), ferdi, ailesel, toplumsal alanlarda güzel ahlakıyla biz Müslümanlara örnek olduğu gibi, Allah’ın anne-babaya emaneti, toplumun yarın ki sahibi, ailenin sevgi vesilesi olan çocukların yetiştirilmesinde de bizlere rehberlik etmiştir. Hz. Peygamber’in (s.a.v) çocuk eğitim ve terbiyesinde örnek ve rehberliğini şu şekilde ifade edebiliriz;
Peygamber Efendimiz Çocukların Haklarına Riayet Ederdi
Hz. Peygamber (s.a.v) çeşitli hadislerinde çocuğun anne ve baba üzerindeki haklarının olduğunu ve onların, Allah’ın emaneti olan çocuklarının haklarını gözetmesi gerektiğini ifade etmiştir. Çocuklarımıza güzel bir isim verilmesi, doğan çocuğun sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okunması, çocuk doğduğunda saçlarının kesilmesi ve saçlarının ağırlığı kadar gümüş sadaka verilmesi ve akike kurbanı kesilmesi, kız ve erkek ayırmaksızın çocukların arasında adaletle davranılması, çocuklarının eğitimine ve terbiyesine dikkat edilmesi çocuklarımız için gözetilmesi gereken temel haklardandır.
Peygamber Efendimiz Çocuklara Değer VerirdiHz. Peygamber (s.a.v.) toplumda yaşayan bir birey olarak çocuklara değer vermiş ve onlara bu hususu hissettirmiştir. Çocuklar O’nun (s.a.v.) bu davranışından mutlu olmuşlardır. Hz. Peygamber (s.a.v.) çocuklarla karşılaştığında selam verir ve hal hatırlarını sorardı. O’na (s.a.v.) hediye olarak getirilen bir içeceği sağında bulunan çocuk bir sahabi olan Abdullah b. Abbas’a (r.a.) ikram etmiştir. (Müslim, Eşribe, 127) Medine’de yetişen ve hasat edilen yılın ilk mahsulü Hz. Peygamber’e (s.a.v.) getirildiğinde, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) dua ettikten sonra o an yanında bulunan çocuklara ikram etmiştir. (Müslim, Hac, 474)
Peygamber Efendimiz Çocuklara Rahmetle YaklaşırdıHz. Peygamber (s.a.v.) rahmet peygamberiydi. Bu ahlaki vasfını, insan, hayvan, bitki gibi her varlığa göstermiştir. O (s.a.v.) çocuklara rahmet, şefkat ile davranır; onların gönüllerine rahmet duygusunu nakşederdi. Hz. Peygamber (s.a.v.) kızı Zeyneb’in (r.a.) kızı Ümâme’yi namazda omzuna alır, rükûya gidince yere bırakır, kalktığında yine omzuna alırdı. (Buhârî, Salât, 106; Müslim, Mesâcid, 41) Torunları Hz. Hasan (r.a.) ve Hz. Hüseyin (r.a.) Peygamber Efendimiz secdedeyken sırtına binerlerdi, secdeden kalkınca onları yavaşça sırtından indirirdi. Bazen onlar sırtından inene kadar secdesini uzatırdı. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 494) Enes b. Malik (r.a.) Peygamber Efendimize on yıl hizmet itmiş bir defa dahi Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ona “Of!” bile dememiş, “Bunu niye böyle yaptın?” söylememiştir. (Buhârî, Edeb, 39; Müslim, Fedâil, 51)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün sahabe-i kiram (r.a.) ile otururken yanına gelen Hz. Hasan’ı (r.a.) kucağına alıp öpüyor. Orada bulunan ashab-ı kiramdan Akra b. Hâbis gördüğü bu tablo karşısında şöyle dedi: “Benim on tane çocuğum var, onlardan hiçbirini öpmedim.” Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v.) hayretler içinde ona bakıp şöyle buyurdu: “Merhamet etmeyen kimseye merhamet olunmaz.” (Buhârî, Edeb, 18; Müslim, Fedâil, 65)
Peygamber Efendimiz Çocukları SeverdiHabilullah Peygamber Efendimiz (s.a.v.) çocukları çok severdi, bu sevgisini onlara gösterir ve hissettirirdi. Hz. Peygamber (s.a.v.) dünyadaki iki reyhanı olan Hz. Hasan’ı (r.a.) ve Hz. Hüseyin’i (r.a.) öperdi, onlarla şakalaşırdı, ellerinden tutar, göğsüne çıkarırdı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) torunlarını sırtına bindirmek suretiyle onlarla atçılık oynamıştır.
Enes b. Mâlik (r.a.), Hz. Peygamber’in (s.a.v.) başlarını okşadığı ve kendilerine dua ettiğini ve Hz. Üsâme b. Zeyd’i (r.a.) bir dizine, Hz. Hasan’ı (r.a.) da öteki dizine oturtur, onları bağrına basar ve şöyle dua ederdi: “Ey Rabbim, bunlara rahmet et, ben bunlara karşı çok merhamet duyuyorum.” buyururdu. (Buhârî, Edeb, 22)
Peygamber Efendimiz Çocuklara Sorumluluk YüklerdiPeygamber Efendimiz (s.a.v.) çocukları sevdiği, önemsediği, onlara rahmet duygusunu gösterdiği ve haklarını gözettiği kadar, onların toplumda bir birey olarak yetişmesi ve hayata hazırlanmaları için beden ve zihin seviyelerine göre bazı görevler ve sorumluluklar çocuklara yüklemiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v.) evinde yetişen Enes b. Mâlik’i (r.a.) bir iş için bir yere göndermiş. Enes b. Mâlik (r.a.) bu olayı şöyle ifade etmektedir: “Ben, vallahi gitmeyeceğim, dedim. İçimden de Peygamber Efendimizin (s.a.v.) emrettiği yere gitmek istiyordum. Efendimizin (s.a.v.) yanından ayrılıp dışarı çıktım. Sokakta arkadaşlarımın oynadığını gördüm. Onlarla oynadım. Oyuna dalmıştım ve epey bir zaman geçmişti. Oynarken, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) arkamdan gelerek hafifçe ve yumuşak bir şeklide ensemden tuttu. Dönüp baktığımda tebessüm ediyordu ve şöyle dedi: “Ey Enescik! Gönderdiğim yere gittin mi? dedi. Ben de “Evet, hemen gidiyorum, ya Resûlüllah” dedim. Enes b. Mâlik sözlerine şöyle devam etti: “Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) on yıl hizmet ettim. Her işim O’nun (s.a.v.) arzu ettiği şekilde olmuyordu. Yaptığım bir şey için ‘Bunu niye böyle yaptın?”, yapmadığım bir şey için de ‘niye şöyle yapmadın?’ edemedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) beni ne dövdü, ne de bana kötü bir laf söyledi.” (Ebu Dâvûd, 1)
Allah’ın bizlere bir nimeti ve emaneti olan çocuklarımızın terbiyesi ve eğitimine önem vermek anne ve baba olarak temel görevlerimizdendir. İslam ve iman fıtratı üzerine dünyaya gelen çocuğun güzel yaratılışına ve fıtratına uygun davranması ve duygu içinde olması için dinimiz İslam’ın ifade ettiği şekilde yetiştirilmesi gerekmektedir. İslam’a göre çocuk nasıl yetiştirildiği, eğitim verildiği ve terbiye edildiği hususunda biz Müslümanlara en güzel örnek olan Peygamber Efendimiz’e (s.a.v.) örnekliğine bakmamız gerekmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) çocukların yetiştirme yönteminde, çocuklara rahmet gösterme, sevgiyi hissettirme, değer verme, onların psikolojik yapılarına uygun davranma ve beden ve zihinsel gelişmişliklerine uygun sorumluluk yükleme olduğunu görmekteyiz. Anne-babanın da Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bu rehberliğinde çocuklarını yetiştirmesi, eğitim vermesi ve terbiye etmesi güzel bir davranış olacaktır.
Ey Rabbimiz,
Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle!
(Furkân, 25/74)
Ey Rabbimiz,
Çocuklarımızı kendine iyi bir kul, Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ümmet, bu ümmete faydalı bir fert ve bizlere hayırlı ve salih bir evlat eyle!
Cumanız Mübarek Olsun!
Mevlid-i Nebi haftamız mübarek olsun!