Türkiye siyasetinde vizyon, misyon, dava ve idealist gibi kavramlar tarihin çöplüğünden yerini almak üzeredir. Bu kavramlar yerine, algı, yalan, aldatma menfaat için feda edilmeyecek hiçbir değerin olmadığı, Türkiye siyaset anlayışına damgasını vurmuştur. Bu yeni yeni kavramlar yavaş yavaş yerleşmektedir.
Bu yeni kavramlar beraberinde güvensizliği, yalanı, yolsuzluğu, ahlaki olmayan değerleri de beraberinden getirecektir. Böyle bireylerin oluşturduğu toplumların kaybedeceği hiçbir değer yargısının olmayışı, toplumun hafızasına yavaş yavaş yerleşmektedir. Böyle bir toplum Allah muhafaza etsin, tüm doğal afetlere davetiye çıkaracağı gibi her türlü anarşiye zemin ve ortam hazırlamaktadır.
Dün; millet, vatan, bayrak ve din adına güvendiği bu siyasi oluşumlar; topluma adaletten hukuktan nasiplenmemiş hukukla ilişkisi olmayan ağır vergi ve zamların yapılması, toplumun karşısında sırıtarak:
“Ben bu şekilde; din, vatan ve bayrak adına sizleri inandırırım ama bugün istediğimi adaletsizliği ve hukuksuzluğu yaparım, anlamı ve mesajı hafızalara bu şekilde kayıt edilmektedir.” Memura %80-86 zam yaparken memur emeklisine % 25 yapması hangi adaletle ölçeceksiniz, memura neden fazla verilmiş demiyorum ama memur emeklisinin de yaşaması gerekir diye düşünüyorum. Kira verme, doğalgaz ve elektrik faturasını vermek zorundadır. Bu faturaları verdikten sonra elinde harcayacağı parası kalmaz. Bunun yeme, gezme hakkı var ama bu zamlarla tüm bu hakları ellerinden almıştır. Bu yapılan bir zulümdür. Zulme, Allah rıza göstermez; ağzınıza aldığınız kavramlara verdiğiniz zararların onarılması güç olduğu gibi bunun hem dünya da hem de öbür dünya da bedeli ağır olacaktır.
Bu dünyadaki bedeli milletin size olan güvenini sıfıra indirmenizdir.
Bu milletin değerleriyle oynamak, değerlerin ortadan kaldırılmasına zemin hazırlanmış olursunuz. İşte Allah katında bunun bedeli çok ağır olacaktır.
Dün milletin değer yargılarını kullanarak milletin içine sızan ve milletin kanını emen, Fetö terör örgütü milletin yüreğinde inancın bir kısmını alıp götürdü. İnsanlarımızı hiç kimseye güvenmeyecek bir duruma getirdi. Cemaat deyince insanlarımız, bin defa düşünmek zorunda kalıyor ve yine de yaklaşmak istemiyor. Onlar; milletin hafızasına kötü bir imaj kazdılar. Onu orada kolay kolay silemezsiniz. Yüreklerde bu değer yargılarını yok etmeye çalışan bütün oluşumlar bu millete ve bu ülkeye en büyük zararı vermiş olurlar. Yüreklerde bu değer yargılarını silerseniz, bu oluşumda meydana gelecek kaosu hiç kimse engelleyemez. Bugün millet bu hükümeti tekrar iktidara taşıdıysa bu değer yargıların hürmetiyledir. Bu hükümetin yapacağı işler. Fakir fukaraya zam bindirmektense, kamuda israf ve araba kiralamasına son verirse, yolsuzluğu önlerse, zengini daha zengin etmekten vazgeçerse istenilen finansmanı bulurlar. Hükümetler milletin refah, huzuru ve güvenliği için çalışmalı, zengini ve çevresini doyurmak için, mala mal katmak için değildir. Yolsuzluklar diz boyu, rüşvetin yolsuzluğun belgesi olsaydı hepsini sizlere sunacaktım. İki ay içinde yakıt 18TL.den 37 TL ‘ye çıktı. Bu millete bu emekliye verdiğiniz ödül mü? Hiç olmazsa bundan sonra toplumun değer yargılarıyla oynamayın, din, vatan ve bayrak gibi milletin can verdiği bu değerlere lütfen ihanet etmeyin kalanı da siz götürmeyin bunun hesabı hiç birimiz veremeyiz