USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Kültür & Sanat

Amida Höyük’te Bulunan M.Ö. 3400 Yıllarına Ait Silindirik Mühür Sergilendi

Uruk Dönemi'ne ait bu mühür, Diyarbakır’da nasıl keşfedildi? Amida Höyük kazılarında daha hangi sürprizler bekleniyor?

Amida Höyük’te Bulunan M.Ö. 3400 Yıllarına Ait Silindirik Mühür Sergilendi
22-10-2024 17:00
DİYARBAKIR

Amida Höyük’te Tarihin Derinliklerine Yolculuk

Diyarbakır’da, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Amida Höyük'te yapılan kazılar sonucu, bu yıl M.Ö. 3400 ile 3100 yılları arasına tarihlendirilen bir silindirik mühür keşfedildi. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız başkanlığında yürütülen kazılarda bulunan bu mühür, Uruk Dönemi'ne ait önemli bir eser olarak dikkat çekiyor. Höyük kazıları, bölgedeki 10 bin yıllık kesintisiz yerleşim tarihini ortaya koyarak, Diyarbakır’ın zengin kültürel mirasını gözler önüne seriyor.

Amida Höyük: Medeniyetlerin Buluşma Noktası

Amida Höyük, tarihte birçok büyük medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerleşim alanı olarak biliniyor. Kazılar sırasında bulunan eserler, bölgenin Hurri-Mitanniler, Asurlular, Urartular, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Abbasiler, Artuklular ve Osmanlılar gibi sayısız uygarlığa ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Prof. Dr. İrfan Yıldız, kazılarda elde edilen bulguların Diyarbakır’ın 10 bin yıllık tarihine ışık tuttuğunu ve bu buluntuların medeniyetler arasındaki güçlü ticaret ağlarının da birer kanıtı olduğunu belirtiyor.

Silindirik Mührün Önemi ve Ticaret Ağları

Kazı çalışmalarında bulunan silindirik mühür, Uruk Dönemi'ne ait olup M.Ö. 3400 ile 3100 yıllarına tarihlendiriliyor. Bu mühür, ticaretin güçlü olduğu bir dönemi yansıtıyor. Mührün üzerindeki baklava dilimi şeklindeki geometrik süslemeler, dönemin sanatsal ve ticari özelliklerini ortaya koyuyor. Prof. Dr. İrfan Yıldız, bu tür mühürlerin çuvalların veya çömleklerin ağzını kapatmak için kullanıldığını ve bu mührün bulunmasının, bölgedeki ticaretin ne kadar geniş olduğunu gösterdiğini ifade ediyor.

10 Bin Yıllık Kesintisiz Yerleşim

Amida Höyük'teki kazılar, bölgenin 10 bin yıldır kesintisiz olarak yerleşim gördüğünü ortaya koyuyor. Prof. Dr. Yıldız, Amida Höyüğü'nün bu yönüyle, dünyada Filistin’in Eriha kentinden sonra ikinci en eski kesintisiz yerleşim yeri olduğunu belirtiyor. Höyük kazıldıkça yeni ve heyecan verici buluntulara ulaşılmaya devam edileceği de vurgulanıyor. Kazılarda bulunan yangın tabakaları, bölgedeki yerleşimin tarihini daha da gerilere götürüyor ve bugünkü Diyarbakır’ın 9 bin yıllık bir tarihi olduğunu gözler önüne seriyor.

Ünlü Kazı Çalışmaları ve Eşsiz Buluntular

1961-62 yıllarında Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından başlatılan ve uzun bir aradan sonra 2018’de yeniden hız kazanan Amida Höyük kazıları, Diyarbakır’ın tarihini her yıl biraz daha açığa çıkarıyor. Bugüne kadar 1800 yıllık gizli geçitler, su kanalları, 1700 yıllık kral yolları ve 800 yıllık mermer parçaları gibi birçok önemli buluntu elde edildi. Bu bulgular, bölgedeki arkeolojik zenginliği gözler önüne seriyor.

Kesintisiz Yaşam ve Ticaretin Gücü

Kazı çalışmaları sırasında bulunan mühür, Diyarbakır’da Uruk Dönemi'nde güçlü bir ticaret ağının var olduğuna dair önemli bir ipucu sunuyor. Bu mühür, dönemin ticari ve kültürel etkileşimlerinin ne kadar geniş çaplı olduğunu gösteriyor. Ayrıca, kazılarda daha önce Kalkolitik Dönem’e ait başka mühürlerin de bulunduğunu belirten Yıldız, bu keşfin Diyarbakır’ın tarihsel zenginliğini bir kez daha doğruladığını vurguluyor.

 - Prof. Dr. İrfan Yıldız  "Bu mühür, hem yapıldığı dönemin özellikleri açısından hem de üzerindeki süslemeler bakımından eşsiz bir buluntu." Haber-İHA-

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
21.11.2024 Tarihli Gazetemiz
PUAN DURUMU TÜMÜ