Diyarbakır'da Dicle Nehri'nde bulunan iki kırmızı yanaklı su kaplumbağası, ekosistem için yeni bir tehlike mi oluşturuyor? Uzak Doğu'dan getirilen bu egzotik türler, bölgenin endemik türlerini tehdit ediyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar İl Müdürlüğü ekiplerince teslim alınan bu kaplumbağalar, Dicle Yaban Hayvanı Kurtarma ve Rehabilitasyon Merkezi'nde gerekli sağlık kontrollerinden geçirildi. Ancak bu adımlar, bölgedeki biyoçeşitliliği korumak için yeterli mi?
İstilacı Türlerin Doğal Ortamlara Etkisi
Prof. Dr. Alaeddin Kaya, istilacı olarak nitelendirilen bu türlerin yerel ekosisteme zararlı olduğunu belirtiyor. Yerli türlerin yavrularını ve besinlerini tüketen bu egzotik kaplumbağalar, kısa sürede sayıca artarak yerli türler üzerinde baskın hale gelebiliyor. Bu durum, endemik türlerin varlığını tehlikeye atıyor.
Doğal Ortamların Korunması İçin Önlemler
İstilacı türlerin doğaya salınmasının yasak olduğunu vurgulayan Kaya, bu türlerin ekosistem için zehir gibi bir etki yarattığını söylüyor. Dicle Nehri'ndeki endemik balıklar ve Fırat kaplumbağası gibi türler için büyük bir tehdit oluşturan bu durum, diğer sularda da benzer tehlikeler yaratıyor. Kaya, doğal ortamda larva ve yumurtalar için bu türlerin büyük bir tehlike oluşturduğuna dikkat çekiyor.
Yaban Hayatına Saygılı Yaklaşımın Önemi
Kaya, hayvanların kendi doğal ortamlarında yaşamalarının önemini vurgulayarak, egzotik türlerin sahiplenilmesi ve doğaya bırakılmaması gerektiğini belirtiyor. Merkeze getirilen su kaplumbağalarının doğaya bırakılamamasından dolayı bir hayvanat bahçesine gönderileceğini ekliyor.
Yerli ekosistemlerin korunması ve egzotik türlerin kontrol altına alınması konusunda daha fazla bilinçlenme ve eylem gerekliliği, bu olayla bir kez daha gündeme gelmiş oluyor. Dicle Nehri ve çevresindeki yaşamın korunması adına atılacak adımlar, hem yerel hem de ulusal çapta önem taşıyor.
