Teknoloji Su Değirmenlerini Geride Bıraktı
Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde yüzyıllar boyunca kırsal alanların vazgeçilmezi olan su değirmenleri, zamanla teknolojiye yenik düştü. Elektrikli değirmenler ve modern un fabrikaları, bu geleneksel yapıların yerini aldı. Ancak kırsalda yaşayan vatandaşlar için el değirmeni, nostaljik bir öğe olmanın yanı sıra pratik bir ihtiyaç olarak varlığını sürdürüyor. Su değirmenlerinin tarih sahnesinden çekilmesi, taş el değirmenlerinin kıymetini artırdı.
Bazalt Taşından El Değirmenleri
Kırsal bölgelerdeki vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla taş ustaları, bazalt taşından el değirmenleri üretmeye devam ediyor. Bu taş değirmenler, özellikle geleneksel yöntemleri tercih edenlerin ilgisini çekiyor. Taş ustaları, hem geçmişin mirasını yaşatıyor hem de kırsal ekonomiye katkı sağlıyor. El değirmenleri, kırsal bölgelerde un öğütme gibi temel ihtiyaçlar için kullanılmaya devam ediyor.
Mahmut Selaniş: El Değirmeninin Son Ustası
Yıllardır taş ustalığıyla uğraşan ve Siverek’te el değirmeni yapımıyla tanınan Mahmut Selaniş, mesleğinin zorluklarını ve önemini anlattı. Selaniş, “İlçede taş el değirmeni yapan tek ustayım. Zaman ve emek gerektirdiği için bu işi yapanların sayısı giderek azalıyor. Ancak bu değirmenlere kırsalda yaşayan vatandaşlardan ve nostalji arayanlardan hâlâ yoğun talep var,” dedi. Selaniş, bu mesleğin hem zanaatkârlık hem de kültürel bir değer taşıdığını ifade etti.
Nostaljiye Duyulan Özlem
El değirmenleri, yalnızca ihtiyaç için değil, aynı zamanda nostalji arayışı için de tercih ediliyor. Bazı vatandaşlar, evlerinde şark odası oluşturmak ya da iş yerlerinde dekoratif bir unsur olarak bu değirmenleri bulundurmayı tercih ediyor. Selaniş, bu taleplerin artış gösterdiğini belirterek, “El değirmenleri, geçmişe olan özlemi temsil ediyor. Kırsal bölgelerde bir ihtiyaç olarak kullanılan bu değirmenler, şehirlerde nostaljik birer simge hâline geldi,” diye konuştu.
Yurt Dışından Gelen Siparişler
Mahmut Selaniş, el değirmenlerinin yurt dışında da ilgi gördüğünü belirtti. Irak’ın kuzeyinden gelen siparişlere dikkat çeken Selaniş, “Bu değirmenler, sınırları aşıyor. Hem estetik görünümleri hem de işlevsellikleri nedeniyle yurt dışından talep ediliyor,” ifadelerini kullandı. Taş ustası, gücü yettiği sürece bu geleneği yaşatmaya devam edeceğini söyledi.
Taş Ustalığının Geleceği
Teknolojinin hızla geliştiği bir dünyada, taş el değirmeni gibi geleneksel el sanatları giderek kayboluyor. Ancak Mahmut Selaniş gibi ustalar, bu mirası yaşatmak için mücadele ediyor. El değirmenlerinin yalnızca bir araç değil, aynı zamanda kültürel bir simge olduğu gerçeği, bu zanaatın değerini artırıyor. Siverek’te devam eden bu üretim, geçmişin zenginliklerini geleceğe taşıyan bir köprü görevi görüyor. Haber Feyzi DONAN