Dostlar; sizi bugün sıkboğaz etmeden sohbet edeceğiz. Bugün sabah namazından sonra yürüyüşe çıktım. Benimle yürüyüşe çıkan arkadaş yağ yakarken ben ise tüm enerjimi yakıyordum. Yürüyüş bitti eve geldim, yatmaya çalıştım. Bir saat yattım hanım sağ olsun kahvaltıyı hazırlamış, kahvaltıya oturduk. Yemekten sonra tekrar uyumaya çalıştım ama bir türlü uyuyamadım. Vücut sabah uykusuna alışmış olduğundan alışkanlığı bozulduğu için uyum sağlanmıyordu. Biraz uzandım canım sıkılmaya başladı. Bugün bilgisayarın başına geçip yazı da yazmak istemiyordum. Yanımda duran cep telefonunu kaptığım gibi açtım. İlk açılışta arşivden dikkat çekici haberler açıldı. Birkaç tane izledim iki haber dikkatimi çekti.
Toplumsal bir haber özelliğini taşıdığı için sizinle onları paylaşmak istedim. Arşivi kim nasıl hazırlamış bilemem ama haber değerini hâla koruyan bir arşiv olduğunu söyleyebilirim. Reis konuşuyordu; O sırada parası olan para verip askere gitmiyordu. Garibanlardan da para olmadığından zorunlu olarak askere gidiyorlardı. Aslında Köroğlu’nun dediği gibi “Delikli demir çıktı mertlik bozuldu.” Aslında insanlarımızda askere gitmek ve askerliğini yapmak herkes tarafından kutsal bilinirdi. Bir şerefti, bir vatan borcuydu. Gitmeyenlere kız bile vermezlerdi. Atalardan gelen böyle bir geleneğimiz vardı. Ancak adalet terazisi bozuldu mu? Her şeyin çehresi değişir. Bugün ise parası olmayanlarda askere gidiş onlar için bir angarya bir zülüm gibi gelmektedir. Çünkü vatan borcuysa herkesin yapması lazım, parası olanın yapmaması, olmayanın yapması adaletsizliktir. Bunu ben demiyorum. Reis diyor. Ne diyor?
“parası olanın askere gitmemesi devletin adalet sitemine uymaz, ben geldiğimde askerlik hakkında kanun çıkaracağım ve bu adaletsizliği ortadan kaldıracağım.” Demişti. Fakirlerin gönlüne su serpmişti. Ancak bu adaletsizlik hâla devam ediyor. Yani parası olana vatan borcu yok, olmayana da vatan borcu devam eder. Biz eski Reisi arıyoruz. Ben yalnız değil bütün vatandaşlar. Kanunsuzluklara da alıştık.
MİLLETVEKİLİ MAAŞLARIYLA İLGİLİ
Arşivi karıştırdım. İyi parti milletvekili TV programına çıkmış, sunucu soruyor. “Siz neden almış olduğunu maaş iade ettiniz? Bunu öğrenmek istiyoruz.”Erdem Bey’de anlatmaya başlıyor. “Milletvekili maaşlarını üç ayda bir veriyorlar. Bende yeni vekil olmuşum, bir ayın parasını vermeleri gerekirken üç ayın parasını vermişlerdi. Bende ilgilileri aradım ben bir aylık maaşı hak etmişim bu iki ayın maaşını hak etmemişim bu neyin nesidir diye sordum” Mecliste görevli memur. “Efendim o size mahsus değil tüm milletvekillerimize veriyoruz. “ bu cevap karşısında bende, iki aylığın maaşını hak etmemişim ailemden almış olduğum kültür bu maaşı etik bulmuyorum geri iade etmek istiyorum.” Der. O zamanın parası 150.000.00 TL. Parayı iade ediyor.
Ben o milletvekilini tebrik ediyorum. Siyasetimizin en büyük eksiği hak ve hukukun üstünlüğünü yüreklerde taşımamak ve şahsında uygulamaya koymamak. Özellikle toplumun refahı için meydanlara çıkanların Allah korkusu ve kul hakkını yüreklerde taşımaları gerektiğine inanıyorum çünkü yüreklerde Allah korkusu ve sevgisi olmadığı zaman eline geçen yetkileri kötüye kullanmayacağına dair kimse garanti veremez. Ancak temiz bir siyaset bu toplumu, bu ekonomiyi krizden kurtaracaktır. Kirlenmiş suyla nasıl temizlik yapılmazsa kirlenmiş siyasetle de ekonomi ve sosyal adalet gelmeyecektir. Boşa kürek çekmek olur bunu yapmaya çalışmak.
