Toprağımızın Hayati Önemi Nedir? Neden Korunmalıdır?
Toprak, insanlık için bir yaşam kaynağıdır ve gıda güvenliğinin temel unsuru olarak çok büyük bir öneme sahiptir. Türkiye, her yıl ciddi bir toprak kaybı yaşamakta ve bu kayıplar çevresel ve ekonomik birçok olumsuz etkene yol açmaktadır. TEMA Vakfı, her yıl 11-17 Kasım tarihlerinde Erozyonla Mücadele Haftası’nı kutlayarak bu konuda farkındalık yaratmaya çalışıyor. Bu yılki slogan ise “Sağlıklı Toprak, Sağlıklı Yaşam” olarak belirlendi. Peki, sağlıklı toprakların korunması neden bu kadar kritik? Erozyon, toprağın verimliliğini azaltırken, su kaynaklarını kirletmekte ve biyoçeşitliliğin kaybına neden olmaktadır.
Her Yıl 642 Milyon Ton Toprak Kaybı: Gerçekten Ne Kadar Tehdit Altındayız?
Türkiye’de her yıl 642 milyon ton toprak, erozyon nedeniyle kaybolmaktadır. Bu rakam, her dakika futbol sahası büyüklüğünde bir alanın kaybolması anlamına geliyor. TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, toprak kaybının sadece çevresel değil, aynı zamanda yaşam kalitesini de doğrudan etkileyen bir tehdit oluşturduğunu belirtiyor. “Toprak, gezegenimizin yaşam kaynağıdır. Aldığımız her nefeste, tükettiğimiz her lokmada ve içtiğimiz her damla suda toprağın emeği vardır,” diyerek, toprak kaybının daha geniş bir bağlamda tüm yaşamı tehdit ettiğini vurguluyor.
Şanlıurfa ve Güneydoğu Anadolu: Erozyona Karşı Ne Gibi Önlemler Alınıyor?
Şanlıurfa, Türkiye’nin verimli tarım alanlarına sahip illerinden biri olarak dikkat çekiyor. Ancak bu verimli topraklar, her yıl ciddi erozyon kayıpları yaşıyor. Şanlıurfa TEMA İl Temsilcisi Prof. Dr. Ali Rıza Öztürkmen, bölgenin erozyon riski taşıyan bir coğrafya olduğunu belirterek çözüm önerilerini paylaşıyor. “Tarım arazilerinde eğime uygun sürüm tekniklerinin kullanılması, nadas uygulamalarının azaltılması ve çok yıllık bitkilerin yaygınlaştırılması erozyonla mücadelede etkili yöntemlerdir,” diyen Prof. Dr. Öztürkmen, bölge halkını toprağı koruma konusunda bilinçlenmeye davet ediyor.
Doğru Tarım Uygulamalarıyla Erozyonun Önüne Geçmek Mümkün Mü?
Erozyonla mücadelede, tarımda doğru tekniklerin uygulanması büyük önem taşır. Eğime uygun sürüm teknikleri, ağaçlandırma çalışmaları ve kontur sürüm gibi yöntemler, erozyonun önlenmesinde etkili rol oynar. Yapılan araştırmalar, bu tür yöntemlerle erozyonun %60’a kadar azaltılabileceğini ortaya koymuştur. TEMA Vakfı, bu konuda yaptığı çalışmalarla toprak koruma bilincini yaymak için çeşitli projeler yürütmektedir. “Topraklarımızı kaybetmek, sadece tarımsal verimliliği değil, kültürümüzü ve geleceğimizi de kaybetmek anlamına gelir,” diyerek, toprak kaybının toplumsal ve kültürel boyutlarına dikkat çekiyor.
TEMA Vakfı'nın Erozyonla Mücadele Çabaları Ne Durumda?
TEMA Vakfı, bugüne kadar 12 milyondan fazla fidan dikmiş ve 3.000 hektar alanda erozyon önleyici projeler geliştirmiştir. Türkiye, dünyada erozyon riski en yüksek ülkeler arasında yer alırken, Vakfın bu alandaki çalışmaları oldukça kritik bir rol oynamaktadır. TEMA Vakfı’nın gerçekleştirdiği ağaçlandırma ve toprak koruma projeleri, erozyonun önlenmesinde ciddi bir etki yaratmaktadır. Toprağın korunması, yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirlik için de kritik bir adımdır.
Toprakları Korumak Hepimizin Ortak Görevi
Erozyonla Mücadele Haftası’nda TEMA Vakfı, topraklarımızın korunması için herkesin harekete geçmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Toprak kaybı, yalnızca çevreyi değil, tüm insanlık için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. “Toprağı korumak bir tercih değil, hepimizin ortak sorumluluğudur,” diyerek, toplumu bilinçli hareket etmeye davet etmektedir. TEMA Vakfı, bu yılki etkinliklerde, toplumun her kesiminden bireyleri toprağın korunması için ortak bir sorumluluk üstlenmeye çağırmaktadır.Haber Mahmud Nedim GOZELEK
