Filografi Sanatının Yeniden Canlanışı
Gaziantep'te Şahinbey Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren Dumlupınar Sosyal Tesisi, Osmanlı dönemine ait unutulmaya yüz tutmuş bir el sanatı olan filografiyi yeniden canlandırıyor. Bu sanatın öğrenildiği kurslara katılan kadınlar, çivi ve tellerle zarif desenler oluşturarak birbirinden değerli eserler ortaya çıkarıyor. Kadınlar, bu eski sanatı öğrenirken aynı zamanda el emeği ürünlerini satarak ekonomik olarak da güçleniyorlar. Filografi, çivilerin ahşap üzerine yerleştirilip tel ve ipliklerle desenler oluşturulduğu sabır ve dikkat gerektiren bir sanat olarak biliniyor.
Sanatın İncelikleri ve Öğrenme Süreci
Kursiyerler, filografi sanatının inceliklerini öğrenirken çivi çakma, tel örme ve desen oluşturma tekniklerini de ustalıkla kullanıyorlar. Tel ve çivilerin uyum içinde dans ettiği bu sanat, kadınların yaratıcılığını ve el becerilerini geliştirmelerine yardımcı oluyor. Türk El Sanatları Öğretmeni Zeynep Şahiner, filografinin 17. yüzyılda İran'da ortaya çıktığını ve zamanla Avrupa ülkelerine yayıldığını belirtiyor. Şahiner, kursun kadınlar arasında büyük ilgi gördüğünü ve unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı yeniden canlandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ediyor.
Kursiyerlerin Sanat Yolculuğu
Filografi kursuna katılan kadınlar, hem sanatı öğreniyor hem de sosyal bir ortamda arkadaşlıklar kuruyor. İki grup halinde eğitim alan toplam 30 kadın, çivilerle ahşap zemin üzerinde tel geçirerek farklı desenler oluşturuyor. Kurs boyunca, kadınlar hem kendi aralarında sohbet ediyor hem de sanatla terapi gibi bir deneyim yaşıyorlar. 55 yaşındaki kursiyer Adile Akdal, kızıyla birlikte katıldığı kurstan büyük keyif aldığını ve özellikle Mescid-i Aksa tablosu çalışırken maneviyat hissettiklerini belirtiyor.
Filografi ile Maneviyatın Buluşması
Kursiyerlerin çalıştığı eserler arasında özellikle Mescid-i Aksa tablosu öne çıkıyor. Bu tablo üzerinde çalışırken, Gazze’de yaşanan olaylara duydukları üzüntüyü ve maneviyatlarını bu eserlere yansıtan kadınlar, sanatın iyileştirici gücünü hissediyorlar. Bahar Aytekin, iki yıldır katıldığı bu kursta filografi sanatı sayesinde hem arkadaş ortamı edindiğini hem de manevi değerleri yaşatmanın mutluluğunu yaşadığını ifade ediyor. Aytekin, “Mescid-i Aksa’mızı gururla, sevgiyle ve övgüyle yapıyorum” sözleriyle duygularını dile getiriyor.
Filografi Sanatının Ekonomik Katkısı
Kursun bir diğer önemli yönü ise kadınların bu sanatı gelir kaynağına dönüştürebilmeleri. Zeynep Şahiner, kursiyerlerin ürettikleri eserleri satarak aile bütçelerine katkıda bulunduklarını ve bu sayede ekonomik bağımsızlıklarını kazandıklarını belirtiyor. Şahinbey Belediyesi’nin desteğiyle kadınlar, hem sanatı öğreniyor hem de el emeği ürünleriyle kendi ayakları üzerinde durma fırsatı buluyorlar. Çivi ve çekiç gibi geleneksel olarak erkeklere atfedilen araçlarla çalışan kadınlar, bu işi ustalıkla yaparak toplumsal kalıpları da yıkıyorlar.
Gaziantep’te Sanatın Geleceği
Gaziantep’te filografi kursuna gösterilen ilgi, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarının yeniden canlandırılabileceğinin en güzel örneği. Kadınlar, bu sanatla hem geçmişle bağlarını güçlendiriyor hem de yeni bir gelir kapısı oluşturuyorlar. Filografi, Gaziantep'te kadınların elinde yeniden hayat buluyor ve bu sanatın geleceğe taşınmasında önemli bir rol oynuyor. Bu kurslar, Gaziantep’in kültürel zenginliğine katkıda bulunurken, kadınların yeteneklerini geliştirmelerine ve ekonomik olarak güçlenmelerine de olanak sağlıyor.
- Zeynep Şahiner Çivi ve çekiç işi her ne kadar erkek işi olsa da, bayanlarımızın eli de tabi ki çivi ve çekiçe yakışıyor.” İHA