Sağlık

Yaş İlerledikçe Atriyal Fibrilasyon Riski Artıyor

Atriyal fibrilasyonun belirtileri nelerdir ve bu risk faktörleri nasıl yönetilebilir?

Yaş İlerledikçe Atriyal Fibrilasyon Riski Artıyor
22-07-2024 21:00
İSTANBUL

Atriyal Fibrilasyon Nedir?

Atriyal fibrilasyon, kalbin atriyum adı verilen üst odacıklarının düzensiz ve genellikle hızlı bir şekilde atması durumu olarak tanımlanıyor. Normalde kalp, düzenli bir ritimle atmakta ve bu ritim vücuda gerekli olan kanı pompalıyor. Ancak atriyal fibrilasyon durumunda, atriyumlar düzensiz ve koordine olmayan bir şekilde kasılarak, kalp ritminin düzensiz ve genellikle hızlı olmasına neden oluyor.

Risk Faktörleri ve Belirtiler

Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Diker, yaşın ilerlemesi, aşırı alkol tüketimi, stres, obezite, diyabet ve bazı genetik faktörlerin atriyal fibrilasyonun gelişiminde rol oynayabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Diker, hipertansiyonun da atriyal fibrilasyon riskini artıran önemli bir faktör olduğunu belirtti.

"Koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği ve kapak hastalıkları gibi kalp rahatsızlıkları da atriyal fibrilasyona yol açabiliyor. Tiroid hastalığı ve özellikle hipertiroidizm, atriyal fibrilasyon riskini artıran hastalıklar arasında gösterilebilir."

Belirtiler ve Komplikasyonlar

Atriyal fibrilasyonun yaygın belirtileri arasında çarpıntı, yorgunluk, nefes darlığı, baş dönmesi ve bayılma yer alıyor. Çarpıntı, kalp atışlarının rahatsız bir his olarak algılanması olarak tanımlanıyor. Fiziksel aktivite sırasında aşırı yorgunluk görülebiliyor ve nefes darlığı özellikle efor sarf ederken yaşanabiliyor. Kan akışının yetersiz olması nedeniyle nadiren baş dönmesi veya bayılma olabiliyor. Ancak, atriyal fibrilasyon bazı kişilerde hiç belirti göstermeyebiliyor.

"İnme, kalp yetmezliği ve diğer organ hasarları, atriyal fibrilasyonun en önemli komplikasyonları arasında. İnme, kalp içerisindeki bazı bölgelerde kanın birikmesi sonucu oluşan pıhtıların dolaşımına karışarak beyne ulaşması ve burada bir damarı tıkaması sonucu oluşuyor."

Tanı ve Tedavi

Atriyal fibrilasyon tanısı, kardiyoloji uzmanı tarafından fizik muayene ve bazı testlerle konuluyor. En sık başvurulan tanı yöntemleri arasında elektrokardiyogram (EKG), holter, ekokardiyografi ve kan testleri yer alıyor.

Prof. Dr. Erdem Diker, atriyal fibrilasyon tedavisinin hastanın genel sağlık durumu, belirtileri ve nedeni gibi faktörlere bağlı olarak değiştiğini ifade ediyor. Kalp ritmini ve hızını kontrol altına almak için antiaritmik ilaçlar, kan pıhtılaşmasını önlemek için antikoagülanlar (kan incelticiler) kullanılıyor. Ayrıca, kalp ritmini normale döndürmek için elektrik şoku uygulanması olarak tanımlanan elektriksel kardiyoversiyon ve anormal elektrik yollarını yok etmek için radyo dalgaları veya kriyoterapi kullanılan kateter ablasyon yöntemi uygulanabiliyor.

Erken Teşhis ve Yönetim

Prof. Dr. Diker, atriyal fibrilasyonun yaşam kalitesini etkileyebilecek ciddi bir durum olduğunu belirtiyor. Ancak, erken teşhis ve uygun tedavi ile bu durum yönetilebilir ve komplikasyonların önüne geçilebilir.

"Bu nedenle herhangi bir belirtisi veya risk faktörü olan kişilerin zaman kaybetmeden hekime başvurmaları gerekiyor."AA

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER