İSLAM’DA SÖZ SÖYLEME AHLAKI

Mahmut Yıldızbaş
Mahmut Yıldızbaş

MY.BAŞ2163

İSLAM’DA SÖZ SÖYLEME AHLAKI
30-07-2021

Dünya hayatı imtihan alanıdır. İnsan en güzel biçimde yaratılmıştır. İnsanoğlu fani ve imtihan alanı olan bu dünya hayatında yaratılışına uygun bir şeklide iyilik üzerine yaşamak, davranışta bulunmak ve söz söylemek gerekir. Kur’anî ve nebevî ahlakla yetişen müminin söylediği söze ve yaptığı davranışa dikkat edip iyilik üzerinde bir yaşam sürdürmelidir.

Dinimiz İslam, Müslümanın Allah’ın rızasına uygun bir şekilde bir yaşam sürdürmesi için yol göstermekte ve rehberlik etmektedir. Mümin, heva ve hevesine göre ve gelişigüzel söz söyleyip hareket etmez. Çünkü o, yaptığı iyiliği ve kötülüğü yazan Kirâmen kâtibin melekleri bulunduğunun bilincine sahiptir. Bundan dolayı söylediği bir sözün ve yaptığı bir davranışın ahirette sevabının veya cezasının olduğunun şuuru içindedir.

Söz söyleme hususunda göz önünde bulunması gereken ahlaki prensipler:

İyi ve güzel söz söylemek: Allah(c.c.) bu hususta Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Kullarıma söyle, en güzel sözü söylesinler!”(İsrâ, 17/53). Peygamber Efendimiz(s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve âhiret gününe inanan, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhârî, Edeb 31, 85, Rikak 23)Doğru söz söylemek: Allah(c.c.) Kur’an-ı Kerim’de bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın. Kim Allah’a ve Resûlü’ne itaat ederse, muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.” (Ahzâb, 33/70)Yumuşak bir üslup ile söz söylemek: Allah(c.c.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Yine de ona söyleyeceklerinizi yumuşak bir üslûpla söyleyin, ola ki aklını başına toplar veya içine bir korku düşer.” (Tâhâ, 20/44)Muhatabın idrakine göre ve anlayacağı şekilde açık ve net konuşmak: Peygamber Efendimiz(s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “İnsanlara anlayabilecekleri şeyler söyleyiniz…”(Buhari, İlim, 4); “İnsanlara akılları nisbetinde konuşun.”(Ebû Davud, Edeb, 20); “Resûlullâh (s.a.v.) konuşması her dinleyenin rahatlıkla anlayabileceği şekilde açıktı.”(Ebû Dâvûd, Edeb, 18); “Konuştuğu zaman onun kelimelerini saymak isteyen sayabilirdi.”(Buhârî, Menâkıb, 23); “İyice anlaşılmasını istediği kelime ve cümleleri, üç kere tekrar ederdi.” (Tirmizî, Menâkıb, 9) Muhatabını rahatsız edecek şekilde sesini yükseltip konuşmamak: Allah(c.c.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “(Yavrum!) Yürüyüşünde tabiî ol ve sesini alçalt. Unutma ki seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.”(Lokman, 31/19) Az ve öz konuşulmalı,lüzumsuz ve gereksiz açıklamalardan kaçınmak: Peygamber Efendimiz(s.a.s.) “Kendisini ilgilendirmeyen şeyi terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır.”(Tirmizî, Zühd, 11) Dedi-kodu etmek, gıybet etmek dinimizce yasaklanmış söz söyleme davranışlarından uzak durmak: Allah ifade ettiğimiz hususların uygun olmadığını Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! …. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.” (Hucurât, 49/12)

Hz. Peygamber (s.a.v.) bir defasında ashâbına “Gıybet nedir bilir misiniz?” diye sormuş. Sahabe-i kiram (r.a.) “Allah ve Resulü daha iyi bilir” dediler. Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun üzerine şöyle dedi: “Kardeşini onun hoşlanmadığını bir nitelikle anmandır.” Ashâb-ı kiramdan (r.a.) biri “Kardeşimde dediğim nitelik varsa, ne buyurursunuz?” dedi. Hz. Peygamber (s.a.v.) “Eğer dediğin sıfat kardeşinde varsa, işte o zaman gıybet olur. Eğer o sıfat onda yoksa ona iftira etmiş olursun.” dedi. (Müslim, Birr, 70)

Hz. Aişe (r.a.) validemiz bir gün Hz. Peygamber’e (s.a.v.) “Ya Resulullah! (Kısa boylu oluşunu kastederek) şöyle şöyle olan Safiye sana yeter.” dedim. Hz. Peygamber (s.a.v.) bunun üzerine “Ey Aişe! Öyle bir söz söyledin ki, eğer o söz denizin suyu ile karışırsa her halde onu ifsat eder, tadını ve kokusunu bozardı.” dedi. (Ebu Davud, Edep, 40)

İftirada bulunmak, dinimizce yasaklanmış sözel bir davranıştır. Allah, iftira edenlerin günah işlediği, kul hakkına girdiği ve ahiret vebali olduğu konusunda şöyle buyurmaktadır: “Mü’min erkeklere ve mümin kadınlara yapmadıkları bir şeyden dolayı eziyet edenler, şüphesiz bir iftira ve apaçık bir günah yüklenmişlerdir.” (Ahzâb, 33/58)

Allah, Müslümanların iftiraya karşı nasıl bir tutum içinde olması gerektiği hususunda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Size fasık birisi bir haber getirdiğinde, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için haberin doğruluğunu araştırın” (Hucurât, 49/6)

Hz. Peygamber (s.a.v.) “Helak edici yedi büyük günahtan sakının” buyurmuş; büyük günahlar arasında iftirada bulunmayı saymıştır. (Buhârî, Vasâyâ, 23)

Yalan söylemek, dinimizin uygun gmrnediği sözel bir davranıştır. Allah, yalan söylemekten kaçınılması gerektiği ve doğru sözlü olunması gerektiği hususunda şöyle buyurmaktadır: “Yalan sözden kaçının.” (Hacc, 22/30); “Doğru söz söyleyin.” (Ahzâb, 33/70)

Hz. Peygamber (s.a.v.) yalan söylemenin kötü olduğu ve insanı kötülüğe götürdüğü hakkında şöyle buyurmaktadır: “Yalan insanı kötülüğe götürür. Kötülük de insanı cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah (c.c.) katında çok yalan söyleyen olarak yazılır.” (Buhârî, Edeb, 69)

Müslümanın, söz söyleme ve konuşma edebine dikkat etmesi gerektiği ön görmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, ya hayır konuşsun ya da sussun.” (Müslim, İman, 68)

Söz taşıma, İslam’ın yasakladığı, büyük günahlardan gördüğü ve kul hakkı içeren kötü bir davranıştır. Allah söz taşıyan insanlardan uzak durulması gerektiği hususunda şöyle buyurmaktadır: “Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba, bütün bunların ötesinde soysuz olan kimseye mal ve oğulları var diye boyun eğme” (Kalem, 68/10-14)

Hz. Peygamber (s.a.v.) söz taşıyan kimselerin (cezalarını) çekmeden cennete giremeyecekleri hakkında şöyle buyurmaktadır: “Nemmâm (sözü bizzat dinleyip nakleden kimse) cennete girmeyecektir.”; “Kattat (söylenenlere kulak kabartıp işittiğini gelişi güzel dedikoduları nakleden) cennete giremez.” (Buhârî, Edeb, 50; Ebu Dâvûd, Edeb, 38)

Sonuç olarak, dinimiz İslam Müslüman’ı “dilinden emin içinde olunan” kişi olarak tarif etmektedir. Bu sebeple onun sözlerinde güzel ahlak sahibi olması, dünyada ve ahirette kendisine faydalı olan şeyleri konuşması ve faydasız olan şeylerden uzak durması ve terk etmesi gerekmektedir. Bu kötü sözel davranışlara sahip olanlar dünyada insanlar nezdinde hoş görülmedikleri gibi Allah katında da vebal altına girip günah işlemektedir. Buna karşın konuşurken ayet ve hadislerin bizlere tavsiye ettiği olumlu konuşma tarz ve ahlakını sahip olmak için gayret sarf edip konuşma üslubumuzun temel ahlakı haline getirmemiz gerekmektedir.

Rabbim, güzel bir söz ahlakına sahip olup ona göre yaşamayı bizlere nasip eylesin.

Cumamız Mübarek Olsun

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?