Yeni Akit gazetesinin yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu’nun 28.07.2023 tarihli “Faiz yükselttiler, dolar ve enflasyon inecekti, ama!” başlıklı yazısını okudum, yazısına katılıyorum, daha önce Merkez Bankası tarafından uygulamaya konulan ekonomik programı umut vericiydi. Onun uygulamasına son verirken yürürlükten neden kaldırıldığının bir açıklaması keşke yapılmış olsaydı. Uygulamada görülen aksaklıkların olup olmadığını anlatılarak piyasaya güven verilebilirdi. Merkez Bankasının yeni başkanına başarılar diliyorum. Onun başarısı ülkenin başarısı ve refaha kavuşmasıdır. Hepimizin beklentisidir. Ancak “sütten ağzı yanan kişi ayranı üfleyerek içer.” Daha önceki ekonomi programını da heyecanla anlattılar ve bizleri inandırdılar.” Düşük faiz-yatırım ve üretim “ Bu kulağa da hoş geliyordu. Bu program uygulanırken bence yeterli bir denetim mekanizması devreye konulmalıydı. Denetim mekanizması devreye konulmuş olsaydı, bu ekonomi programının başarılı olacağına inanıyordum. Ancak yeterli denetim olmadığından para politikasının ayakları yere inmeden havada kaldı. Çünkü Para babaları Merkez Bankasından düşük faizle kredi çekerek, diğer bankalara yüksek faizle para transferi yaparak, parasına para kattılar. Ama bir denetim mekanizması olmuş olsaydı, yatırım gerçekleşinceye kadar takip edilecekti o zaman istenilen sonuç alınabilirdi. Kısacası programla amaçlanan yatırım ve üretimin ayakları yere inip havada kalmayacaktı. Yatırım için düşük faizle alınan paralar direk yatırıma yönlendirilmiş olsaydı bugün üretimde belli bir ilerleme kaydedilmiş olacaktı. Üretimin artmasıyla işsizlik azalacak ve enflasyon düşecekti. Bu program bizi umutlandırılmıştı. Ancak bu da zengini daha fazla servet sahibi etme programı haline geldi. Etkili bir denetim olmayınca sonuç bu olur.
Yeni ekonomik program ise bence zenginlerin paralarına para kazanma sürecini daha da kolaylaştırdı. Paralarını bankaya yatıracaklar, paradan para kazanacaklar. Bu ekonomik programla ne yatırım yapılır ne üretim yapılabilir ne de yeni istihdam alanları açılabilir. Devletin burada kısa devrede piyasadan borç alma olayıdır. Geri ödemede ise daha da yük ağırlaşacaktır. Basit bir örnekle olayı anlatayım. Şimdi benim servetim var, bunu nasıl değerlendireceğim? Bana hangi yöntem güvenli ve kolayca parama para kazandıracaksa o yöntemi uygularım. Yani bugünkü ekonomik program zenginler için birebir. Ama yatırım ve üretim olmayınca, işsiz ordusu da fazla olacak böylelikle enflasyon yükselecek zengin daha zengin fakir daha fakirleşecektir. Sosyal devlet anlayışı zayıflayacak hükümete olan güven yeniden gözden geçirilecek. Ali İhsan Bey’in dediği gibi enflasyon beklentisi %38 iken gerçek enflasyon %58 çıkmıştır. Çünkü ekonomik program devlet aklıyla hazırlanır. Birinden diğerine hemen geçiş yapılmamalı bu devletin güvenini ve piyasanın dengesini bozmamalıdır. Faizin yükseltme politikası kısa devre Merkez Bankasına borç para girmiş olacaktır. Ama ekonominin diğer ayakları yere inmemiş olacaktır. Enflasyonu düşürecek kalemler kamuda tasarruf yapılmalıydı. Ancak bugüne kadar neden kamuda tasarrufa gidilmediğini anlamış değiliz.
Ekonomide para politikasıyla eğer yatırım ve üretim faktörlerini etkin kılmazsa para politikası istenilen amaca ulaşamaz.
Yüksek faiz politikasıyla, Enflasyonun düşmanı olan üretim ve istihdam sıfırlanır.
Enflasyonu düşürecek olan kalemlerin uygulamasının her safhasında denetim mekanizmasının işlenmesi, uygulamaya konulan ekonomik programda beklenen sonucu alabilirsiniz. Bu kalemler; tasarruf- düşük faiz- yatırım ve üretimdir. Bu uygulamanın enflasyonun düşeceğini piyasaya güven geleceği inancı içindeyim. Tekrar Merkez Bankası Başkanına başarılar dilerim. Umarım ki para politikasına yatırım ve üretimi de katar.