Dostlar; Türkiye’den başka bir ülkemiz yoktur. Bu ülkede insanlar bağımsız, özgür, mutlu, güven ve refah içinde yaşamaları için bazı kuralların uygulama zorunluğu vardır. Adalet kavramı yazıda kalmayacak, ülkenin her karış toprağından hissedilmelidir. Adaletin uygulanması için her kese değişik görevler düşer, her kes görevin bilincinden olmalıdır. Yöneticiler; Hz. Ömer’in bu söylemini düşünerek görevlerini ona göre yapmaya çalışmalıdırlar. “ Fırat kenarından kurt koyunu kaparsa Ömer’den sorulur” sorumluluğun zirvesinde olan Ömer. Müslüman olmadan önce diri diri kızını Toprağa gömen, helvadan put yapan, acıktığı zaman yiyen Ömer; Müslüman olduktan sonra da birinci davranışına ağlar, ikincisine gülerdi. Hz. Ömer’e özel misafiri geldiği zaman bir mumu söndürür, diğerini yakardı. Neden böyle yapıldığı sorulduğunda “Bu benim misafirimdir. Söndürdüğüm mum devletin mumudur. Özel görüşmelerimden kullanamam diğeri de benimdir. Özel misafirlerime kendi mumumu yakarım. Diğer şekilde Allah’ a hesap veremem” şuuru ve bilinci içindeydi. O bu bilinci nasıl kazandı. Elbette ki Kur’an ve Peygamber sofrasından. Bizler Hz. Ömer gibi olamayız ancak onun yolundan gidebiliriz.
Demek ki hakkıyla inanmak tüm davranışlarımızda olumlu değişikliğe sebebiyet verecektir. Genel bir çerçeve çizdikten sonra gelelim bugünkü meselemize; eskiden köy odaları vardı. Köylüler orada toplanır, güngörmüş büyüklerin sohbetlerini dinlerdi. Gençler bir edep içinde ihtiyarların sözlerini pür dikkatle dinlerlerdi. Bende dinlenenler arasındaydım. Rahmetli Dayım şöyle derdi.” Büyüklerimiz şöyle diyorlardı. Siverek iyi olursa Türkiye’de iyidir. Siverek kötü olursa Türkiye’de kötüdür. Bu söze o gün bir anlam verememiştim. Ama gerçekten o sözün değerini bugün anlıyorum, hem de iliklerime kadar.
Bugün Türkiye’de resmi rakamlarla enflasyon 68 üzeri olmaktadır. Piyasa enflasyonu da değişik olmaktadır. Geçen gün Almanya’da çalışan bir kirvemizle konuştuk. Orada ki ekonomi durumunda söz ettikten ve epey konuştuktan sonra Almanya’da enflasyonun 2.7 civarında olduğunu söyledi. Elbette ki yapısal farklılıklardan biraz fark edilebilir ancak en büyük fark, Türkiye’de kuralların işlememesinden kaynaklanmaktadır. Kurallar işlemiş olsaydı Siverek İlçe Belediyesi normal bütçe harcaması dışında harcama yapmayacaktı. Personel alımları norm kadro dışında alım yapamayacaktı. İhalelere yolsuzluğa neden olacak tüm yollar kapalı olacaktı. Siverek’te Daha önce kamulaştıran arsalar satılıyor, iller bankasında kişi başına para geliyor ve gelirleri olmasına rağmen bunun dışında bu harcamalar yapılmaktadır. Eski Parayla bir katrilyon yüz elli trilyon kredi çekilerek borçlanıyor. Bugünkü parayla da 1 milyar 150 milyondur. Türkiye’de 922 ilçesi var, her ilçe parayı böyle hovarda şeklinde harcarsa sonuç ne olur. Çarptığımız zaman sonuç= 1.150.000.000X922= 1.060.3 buda bugünkü parayla 1 trilyon 60 milyar ve 3 milyon olmaktadır. Bugün ise iktidar para bulmak için dünya bankasına gitmekte orda da 18 milyar faizle borç almaya çalışmakla büyük bir iş yapmış gibi görünmekteler. Çünkü bu israf ve yolsuzluklara dereler dolu altın olsa dayanmaz, onun için rakamlara baktığımız zaman bu 18 milyar çok komik kaçar. Ayrıca her Belediyenin kişi başı iller bankasından para gönderildiği gibi gelirleri de olmaktadır. Tüm bunlar dışında bu harcamalar yapılmaktadır. Şimdiden sn. Bakanımız şimşek ekonomi düzeltmek ve enflasyonu düşürmek amacıyla faizleri yükselterek piyasadan para çekmektedir. Bu çare değildir. Çare bence bakanlıklarda ve Belediyelerde israfı ve araba furyasını sonlandırmak ihalelerde yolsuzluğa giden yolları kapatmak, işi ehline vermek Belediyelerde ve bakanlıklarda norm kadro dışın personel alımı yasaklanmak, yolsuzluk ve torpil kaldırılacak, kanun önünde herkes eşit muamele görecek, bunları da hukuk içinde kalmak şartıyla kurullarla gerçekleştirilmelidir. Hz. Ömer gibi insan aramıyoruz. Çünkü onun gördüğü eğitim gören insanımız yoktur. Müslümanız ama hesabımıza geldiği gibi Müslümanız. Onun için kurallar koyacaksınız. Kişilerin inisiyatifine hiçbir şey bırakmayacaksınız. Basit bir iş değildir. Kuralları işleteceksiniz. Ondan sonra dünya bankasında kredi çekmek orada kalsın, onlara kredi verirsin. Kafadan atmıyorum. Rakamlar gerçekleri haykırmaktadır. Bir toplum ekonomik bağımsızlığını kaybederse, ülkenin bağımsızlığı da tehlikeye düşer. Türkiye’de bağımsız bir şekilde denetim mekanizması olmuş olsaydı keyfi ve yolsuzluğa varacak boyutta harcamalar yapılamayacaktı.
Belediyeler de gerekli Denetimlerin yapılması için bağımsız denetim kurumuna ve hukuka acilen ihtiyaç vardır. Çünkü çevremiz ateş çemberiyle sarmalamış durumda, acilen bu israfı kesmezsek bize para verenler bizi kullanabilirler.
Siverek Belediye Başkanı Tüm araba furyasını ortadan kaldırdı. Bundan sonra zorunlu hallerde araba kullanmasına gidecek inşallah, Siverek belediyesi çalışma ve uygulamalarıyla inşallah Türkiye’de örnek belediyeciliğe damgasını vuracaktır. Bu ülke birkaç kişinin keyfine göre değil ülke menfaatine göre yönetilmelidir. Ülke menfaati her şeyden üstün tutulmalıdır. Bu ekonomik sıkıntıdan ancak bu şekilde kurtulabiliriz. Ali Murat Bucak Siverek’i kurtaracak, Reiste ülkeyi düzelteceğine dair ümit varız. Dayımın sözü de yeri bulmuş olacak inşallah.
81 ili de bu hesaba dahil etmedim. Oda en az bunlar kadar olsa hesabı siz düşünün. bunlar normal ödenek dışında yapılan harcamalardır. Bu harcamaları kalem kalem hesaplanmalı kusuru görünenlerin gözün yaşına bakmadan hukuk önünde hesap verilmelidir. Hangi partiden olursa olsun fark etmez. Zaten hukuk işletilmiş olsaydı biz bunları konuşmayacaktı. Yazımı Şaban’la sonlandıralım. Şaban’a komşuları gelince, hanımı Şaban’a der; şunları şunları al, şaban’da da onları alacak para olmadığı için Şaban’da der “Hanım bunları kim alacak “ Hanımı gürleyerek “tabi ki sen alacaksın” Peki Türkiye’de hukuku kim işletecek sorunda burada zaten.