Birkaç dönemdir cansız ve heyecansız bir seçim dönemi yaşadık. Ancak bazı gelişmeler sonucunda önümüzdeki mahalli idareler seçimlerinde bir hareketlilik olacağı görülüyor gibi.
Seçim stardı verildi. Tabii ki herkes gönlünden geçen kişinin kazanmasını ister. Onun başarısı için çalışır. Nihayetinde her şey olacağına varır ve kazanan kazanır kazanmayan ise kendi işine bakar. Buraya kadar her şey normal.
Ancak daha şimdiden "Biz geliyoruz...Az kaldı... Biz... Biz... Biz... Derseniz destek vereceğiniz kişiye şimdiden kaybettirirsiniz. Sadece kendi çıkarınız için kraldan çok kralcı olmanın manası yoktur. İşin tadını tuzunu kaçırmaya da gerek yoktur.
İnsan sevdiğine değer verebilir, onun için çalışabilir, emek sarf edebilir, ama ölçüyü kaçırmadan ve bila menfaat bir şekilde davranmalıdır. Bilinmeli ki ölçü kaçırıldı mı, bu durum insanı farklı bir yanılgıya götürebilir. Her şey usul ve adabıyla, ama kimseyi incitmeden, sıkmadan, kırmadan, dökmeden mücadele edilmeli...
Kendinizi başkasına kanıtlamak için riyakarlık yapmanıza gerek yok. Sonucun ne olduğunu bilmeden sadece hayali düşüncelerinizle ön yargıya kapılarak kimseyi incitmeye de gerek yok.
Dürüstçe ve özgür olarak yapmış olduğunuz çalışmalarınız sizi toplumda saygın hale getirir, aksi takdirde kendinizi kanıtlamaya çalışırken karakterinizden ödünç vermeye kalkarsanız onurunuzu da kaybedebilirsiniz.
Egonuzla değil yüreğinizle hareket edin. Edin ki başınız dik anlınız açık olsun, edin ki sayğınlığınız artsın, toplumda yeriniz olsun. Kısacası onurlu bir duruşla yaşamayı çocuklarınıza armağan edin.
Şunu iyi bilmeli ki, kendini bir tarafa yaslayan kişi, hiç kimsenin umrunda değil. Herkes yaptığı ile anılır. Ve yine durduğu yerde kalır. Haberiniz olsun... Haydi hayırlısı olsun.
