Bu bölgede arazi yüzünden meydana gelen kavgalar, asırlarca süren kan davaları, köylünün kazandığı ya avukata yâda başka bir şekilde paraların suyunun çekildiği başka işlemlere paraların akmakta olduğu herkes tarafından bilinmektedir.
Bölgede hak ve hukukun işletilmediği, güçlünün zayıfı ezdiği, problemlerin çözülmediği için olayların meydana gelmesine sebebiyet vermektedir. Güvenlik güçlerimizin zamanında müdahalesiyle sürekli ölümlerin meydana gelmesini önlenmiş ancak problemlerin ilgili makamlar tarafından çözülmediği için bu yüzden de sürekli işler güvenlik güçlerimize ihale edilmektedir. İlgili makamlar işlerin sorumluluğundan olursa güvenlik güçlerine fazla iş düşmeyecek ve yıpranmayacak diye düşünüyorum.
Köyde meydana gelen kavgaların nedeni arazi meselesidir. Müşterek arazilerde meydana gelen anlaşmazlıklar ve haksızlıklar nedeniyle olaylar meydana gelmektedir. Veraset yoluyla geçen arazilerde bile adaletsizlik yapılmış, bu olay yakın akrabalar ve kardeşler arasında da meydana gelerek bunların sonu kavgalar, yaralamalar, yıllarca süren kan davalarıyla sonuçlanmıştır. Toplumun genelde cahil ve bencil olması nedeniyle, sadece kendi menfaatini ön plana aldıkları için bu bölgede kavgalar eksik olmamıştır. Ancak bu bir taraftan bölge sakinleri bu şekilde kavgalar içindeyken diğer taraftan emanet şeklinde arazilerine bakmaktadırlar. Çünkü müşterek oldukları için araziye gerekli bakımları yapılamıyor. Bunun içinde bölgemizde genel itibariyle tarımda yeterli verim sağlanamıyor. Bu ülkenin milli hasılatına da eksi olarak geçmektedir. Batı ülkelerinden denemesi gerçekleşen toplulaştırma kat kat verim aldıklarından, BM tarafından tüm NATO ülkelerine toplulaştırmayı uygulamak istenilmiş ve finansmanı da sağlamışlardı. Hükümetle bununla ilgili yönetmelik çıkarmış gereği yapıldığı zaman hem her bölgede bu kavgalar ve kan davaları sona erecekti, hem de devlet tarafında düzenli su tesisatı belli bir bedel köylülerden alınarak kurmuş olacaktı. Bugün Türkiye tarım ürünlerin ihracatta ön sıralarda yer alacaktı ve ülkenin ekonomisi de bu kadar kötüye gitmeyecekti. Ancak toplulaştırma bürokrasi tarafından tali bir iş ve ya angarya bir iş olarak görülerek dört elle yapışmadılar. En ufak sorunda işi iptal etme yolunu seçtiler. Devletin adaletini ve gücünü göstermediler. Problemleri çözme makamı yerine problemleri oluşturma makamı haline geldiler. Yine işi köylülerin inisiyatifine bıraktılar. Yönetmeliği okudum yönetmeliği gereği yapılmış olsaydı. Hiç kimse karşı çıkamazdı. Çünkü oluşturacak komisyonlar hakça, adaletçe bir toplulaştırma olacaktı. Bu da hem köylü kazançlı çıkacaktı, hem de devlet kazançlı çıkacaktı. Adalet yerini bulacaktı. Ancak bu önemli iş bürokrasi tali bir iş gibi görüldü, gerekli hassasiyeti gösterilmedi. Bu konuda bölge siyasetçileri halkın bu sıkıntılardan kurtulması için yeterince çaba gösterdiğine inanmıyorum. Herkes işi dürüstçe yaparsa hiçbir sorun kalmayacaktı diye düşünüyorum. Her şey devlet başkanı tarafından yapılacak değil ya ancak her kes görevini yaptığı zaman devletine ve milletine hizmetlerin en büyüğü yapılmış olacaktı. Tarım ürünlerinden artış enflasyonunun düşmesini sağlayarak ülkenin refah seviyesinin yükselmesine vesile olacaktı.
Bölgede tek çözüm toplulaştırmadır. Bunun en uygun çözümünde Tarım bakanlığı tarafından bu işte donanımlı ve işini hakkıyla yapacak, bu işle ilgili yeni ve özel yetkilendirilmiş mahallinde işi bitirecek bir birim oluşturmakla mümkün olacaktır. Bu yapıldığı takdirde Türkiye’nin tarım girdileri kat be kat aratacaktır. Bununla beraber herkes işinden gücünde olacaktı. Kan davaları ve kavgaların %90 azalacaktır. Bölge halkı devletinden bunu beklemektedir. Çünkü Türkiye halkının refah ve mutluluğu tarım ürünlerin çeşitlenmesi ve fazlalığı enflasyonu düşürecek ihracatı artırarak, insanlarımız daha iyi yaşanabilir bir hayat sürdürmeyi sağlayacaktı.