İnsan toplum içinde yaşayan sosyal bir varlıktır. İslam, sosyal bir hayata sahip olan insanın güven, huzur ve mutluluk içinde yaşaması için toplumsal ilişkilere yön ve şekil vermiştir. Ailemiz, akrabalarımız, arkadaşlarımız, dostlarımız ve komşularımız sosyal hayatımızı çevreleyen ve oluşturan temel unsurlardır. Dinimiz İslam, Müslümanın, bu yapılara karşı bazı haklarının ve görevlerinin bulunduğunu ifade etmektedir.
Dinimiz İslam komşuluk ilişkilerine ve haklarına önem vermektedir. Çünkü komşularımız, günlük yaşamımızda dertlerimizi paylaştığımız sırdaşımız, zor zamanlarda elini bizlere uzatan yardımcımız ve güvencemizdir. Öyle ki ailemizden sonra en yakın sosyal ilişki kurduğumuz insanlar komşularımızdır. Günlük hayatta çeşitli sebeplerle kendilerine uğradığımız ve ziyaret ettiğimiz kişilerdir. Adete evimizin birer bireyi gibidir komşularımız.
Komşularımıza iyilikte bulunmak ve onlara eziyet etmemek, İslam’ın güzel ahlakına ve kâmil imana sahip olduğumuzun göstergesidir. Komşuluk, toplumsal olarak yerine getirilen bir ibadettir. Dinimiz İslam, bu ibadetin her Müslüman’ın yerine getirmesini istemekte olup komşuluk ahlakını şu şekilde ifade etmektedir:
Komşularımıza İyilikte Bulunmak
Dinimiz İslam, Müslüman’ın sözlerinde ve davranışlarında iyilik üzerinde olmasını ve hayatında iyi bir insan olmak için gayret etmesini öngörmektedir. Bu kapsamda Müslümanlar’ın komşularına iyilikte bulunması salih olan amellerdendir. Allah (c.c.) komşularımıza iyilikte bulunmamız gerektiği hususunda şöyle buyurmaktadır: “…yakın ve uzak komşuya iyilikte bulunun.” (Nisâ, 4/36) Peygamber Efendimiz (s.a.s.) komşuluk hakkında Cebrâîl’ın (a.s.) tavsiyesini şu şekilde ifade etmektedir: “Cebrâil bana komşuya (iyilik etmeyi) tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.” (Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141)
Komşularımıza İkramda Bulunmak
İkram etmek, Müslümanın temel ahlaki özelliklerinden ve cömertliğin göstergesi olan vasıflarından birisidir. Bundan dolayı yanı başımızda bulunan komşularımıza ikramda bulunmak hayırlı ve iyi bir mü’min olduğumuzun ifadesidir. Bundan dolayıdır ki atalarımız bir atasözünde “Komşuda pişer, bize de düşer” demişlerdir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa, komşusuna ikramda buyursun.” (Buhârî, Edeb, 31); Hz. Peygamber (s.a.s) birgün Ebu Zer’il-Ğıfariyye’ye (r.a.) şöyle dedi: “Ey Ebu Zer, Çorba pişirdiğin zaman suyunu fazla kat ve komşularını da gözet!” (Müslim, Birr, 143)
Komşularımızla Hediyeleşmek
Müslümanlar arasında sevgiye, rahmete, şefkate, birlik-beraberliğe, güvene ve huzura vesile çeşitli iyi davranışlar bulunmaktadır. Hediyeleşmek, sözkonusu güzel duygulara, düşüncelere ve davranışlara neden olabilmektedir. Bunun için Peygamber Efendimiz (s.a.s) kendisine hediye olarak verilen şeyleri başkalarına hediye etmiş olup hediyeleşmenin sevgi duylarını oluşmasına sebep olduğu hakkında şöyle buyurmuştur: “Hediyeleşin, birbirinize sevginiz artsın.” (Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 16); “Hediyeleşin; çünkü hediye sevgiyi artırır, kalpteki kötü hisleri giderir.” (Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 4)
Komşulara hediye etmede önceliğin kime ait olduğunu Hz. Aişe (r.a) validemiz merak etmiş ve bu hususu fahr-i kâinat Peygamberimiz Efendimiz’e (s.a.s.) şöyle diyerek sormuştur: “Ya Resûllullah, iki komşu var. (Öncelikle) Hangisine hediye sunayım?” Hz. Peygamber (s.a.s.) bu soruyu şu şekilde yanıtladı: “Kapısı sana daha yakın olana” (Buhârî, Edeb, 32)
Komşulara Eziyet Etmemek
Dinimiz İslam, Müslüman’ın komşularına karşı sözlerinde ve davranışlarında rahmet ve şefkat sahip olmasını ve onlara eziyet ve sıkıntı vermemesini ifade etmektedir. Komşuya eziyet etmenin uygun bir davranış olmadığı hususunda Peygamber Efendimiz (s.a.s.) birgün ashâb-ı kirâmla birlikte olduğu bir zaman diliminde üç defa “Vallahi (kamil anlamda) iman etmiş olmaz, vallahi (kamil anlamda) iman etmiş olmaz, vallahi (kamil anlamda) iman etmiş olmaz” söyledi. Orada bulunan bir sahabe “Kim (kamil anlamda) iman etmiş olmaz?” dedi. Bunun üzerine iki cihan serveri Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Kötülüğünden komşusunun güven içinde olmadığı kişidir.” (Buhârî, Edeb, 29); başka bir rivayet ise Hz. Peygamber (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Kötülüğünden komşusunun güven içinde olmadığı kişi (hemen) cennete giremez.” (Müslim, İmân, 73)
Komşularımızı Küçük/Hakir Görmemek
Dinimiz İslam, Müslüman’ın mütevazı, alçakgönüllü olması ve başkasını küçük görmemesini ve bu güzel ahlaki vasıflara sahip olmasını öngörmektedir. Bir mü’min olarak, erdemli olan bu etik davranışların komşumuza karşı göstermek iyi ve hayırlı bir ameldir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bayan sahabelere komşuların birbirlerini küçük görmemeleri hususunda şöyle buyurmaktadır: “Ey Müslüman hanımlar! Tırnak ucu kadar da olsa, sakın ha, komşu komşuyu hakir görmesin!” (Buhârî, Edeb, 30)
Komşularımızın Eziyetlerine Karşı Sabretmek
Komşuluk, sosyal hayatın bir gerekliliğidir. Bu toplumsal yapıda, dünya imtihanı gereği iyilikle davranan komşular olduğu gibi nefsinin kötü vesvesine yenilip kötü davranış ve tutum içinde olan komşular olabilmektedir. Bundan dolayı Peygamber Efendimiz (s.a.s.) eziyet veren komşuya karşı sabretmenin Allah’ın sevdiği kullarının davranışlardan olduğu hususunda şöyle buyurmaktadır: “(Allah’ın sevdiği kimselerden üçüncüsü de) bir adamdır ki, kendisine eziyet eden bir komşusu vardır. O da buna sabreder, nihayet ölüm yahut göç etmek aralarını ayırır.” (İbn Hanbel, Ahmed, Müsned, V, 151) Nitekim eziyetlere ve zorluklara karşı sabretmenin, Allah’tan kula verilen önemli bir bağış olduğu hakkında şöyle buyurmaktadır: “Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir bağışta bulunulmamıştır.” (Müslim, Zekât, 124)
Komşularımıza Karşı Görevlerimiz
Dinimiz İslam, komşuların birbiri üzerinde bazı görevlerinin olduğunu ve Müslümanların vazifeleri yerine getirmesinin güzel bir davranış olacağını ifade etmektedir. İslam alimleri, komşuların birbirine karşı görevlerini Kur’an ve sahih sünnet çerçevesinde şöyle ifade etmişlerdir:
Hastalandığında ziyaret etmek 2. Vefat ettiğinde cenazesinde bulunmak 3. Borç isteğinde imkan nispetinde yardımcı olmak 4. Darda kaldığında yardımcı olmak 5. Nimete kavuştuğunda tebrik etmek 6. Başına bir musibet geldiğinde teselli etmek 6. Karşılaştığında ona selam vermek 7. Hatalarını görmezlikten gelmek 8. Mahremine bakmamak 9. Uzakta bulunduğunda evine göz kulak olmak 10. Çocukları sevgi ve rahmetle davranmak 11. Din ve dünya ile ilgili bilmediği konularda ona yol göstermek
Komşuluk, komşu olmak toplumsal bir olgudur. Bu olgunun ahlaki bir yapıya sahip olması önemlidir. Dinimiz İslam, diğer zaman dilimlerinde olduğu gibi Ramazan ayında da komşuluk ilişkilerinde ihsan/iyilikte bulunma ahlaki prensibini getirmiş ve Müslüman’ın bu güzel ahlaki yapıya sahip olması gerektiğini ifade etmiştir. Komşularımız ister akrabamız olsun, ister (yakınlık olarak) yabancı olsun; ister Müslüman olsun, ister farklı bir dinden olsun, onlara karşı komşuluk görevlerimizi yerine getirmemiz uygun ve salih bir amel olacaktır. Çünkü ahirette, mahşerde hak talebi içinde olacaklardan iki zümrenin komşular olacağını şöyle ifade etmektedir: “Kıyamet gününde (hak talebinde bulunacak) ilk iki zümre, iki komşu olacaktır.” (İbn Hanbel, Ahmed, Müsned, IV, 151)
Rabbimiz, bizleri komşularına iyilikte bulunan ve sözleriyle ve davranışlarıyla onlara eziyet ve sıkıntı vermeyen kullarından eylesin!
Rabbimiz, bizleri komşuluk haklarını gözetenlerden eylesin!